Hastalığın kesin tanısı tıbbi tetkiklerde konulsa da, kişide kronik böbrek yetmezliğini düşündürecek bazı belirtilerden söz edilebilir:
- Sık idrara çıkma: Her zamankinden daha sık ve özellikle geceleri idrara çıkma
- Kanlı ve köpüklü idrar: İdrarda kan görülmesi ya da çırpılmış yumurta benzeri köpüklü idrar
- Ayak ve ayak bileklerinde şişlik: Böbrek işlevlerinin azalması ve sodyum tutulumunun artması nedeniyle ayak ve ayak bileklerinde şişme
- Yorgunluk ve uykusuzluk: Böbrek işlevlerinin azalmasına bağlı olarak kandaki kirliliğin artmasıyla ortaya çıkan halsizlik, yorgun hissetme ve uyuyamama
- Cilt kuruluğu ve kaşıntı
- İştahsızlık
- Kas krampları
Tedavinin ilk aşaması proteinden ve tuzdan kısıtlı diyete uyulması ile başlamaktadır. Böbreklere binen yükü azaltmak ve böbrek hasarını önlemek için düşük proteinli ve az tuzlu beslenmenin çok etkili olduğu bilinmektedir. Diyabetik hastada hedef kan şekeri düzeylerine ulaşılması, hipertansif hastada ise etkin kan basıncı kontrolü sağlanması tedavideki temel ilkeler olarak öne çıkmaktadır. Tüm bunlarla birlikte sağlık kontrollerini aksatmamak ve uzman hekimin tavsiyelerine uymak da hastalığın bir sonraki evreye geçişini yavaşlatabilmekte hatta bazen durdurmaktadır. Ayrıca sürekli gözetim altında olmak kronik böbrek hastalığı evreleri ilerledikçe gelişen anemi (kansızlık), kemik mineral metabolizma bozuklukları, dislipidemi ve kardiyovasküler hastalıkların da erken tanı ve tedavisine olanak sağlamaktadır.
Zaman içinde kronik böbrek yetmezliğinin ileri evrelerinde böbrekte işlev kaybı oluşmakta ve bu tablo da kişiyi organ nakline götürebilmektedir. Eğer tüm değerlendirmeler sonucu böbrek nakli açısından uygunluğu tespit edilir ve dördüncü dereceye kadar akrabaları arasından uyumlu bir canlı verici çıkarsa tedavide nakil sürecine geçilmektedir. Bir yakını olmayanlar ise kadavradan nakil için organ bekleme listesine dahil edilir. Böbrek nakli sonrası kişi sağlıklı bir yaşama kavuşabilmektedir.