14.12.2020 - 09:51 | Son Güncellenme:
Kuşkonmaz folatın önde gelen kaynaklarından biridir, bir B grubu vitamini olan folat DNA yapım ve onarımında gereklidir.
Yarım bardak kuşkonmaz günlük folat ihtiyacının (yetişkinler için 400 mikrogram kadar) 1/3’ünü karşılar.
Kuşkonmaz saponin, kuersetin, rutin ve kaempferol gibi fitokimyasalları eşsiz bir kombinasyon halinde sunduğundan araştırmalar kuşkonmazın anti inflamatuar (iltihap karşıtı) bir besin olduğunu göstermektedir.
Kronik inflamasyonda zararlı iltihabi kimyasallar vücuda yayılır bu da Tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve alzheimer başta olmak üzere birçok kronik hastalıklar için bir risk faktörüdür.
Kuşkonmaz gibi besinler inflamatuar karşıtı bağışıklık bileşiklerinin vücutta üretimini arttırarak inflamasyonları azaltmada yardımcıdırlar.
Kuşkonmaz aynı zamanda en güçlü antioksidanlardan biri olan glutatyonu içerir. İnülin içermesinden ötürü sindirim sistemi sağlığına da yardımcıdır.
İnülin prebiyotik olarak adlandırılan bir çeşit karbonhidrattır, kalın bağırsakta yıkılır, sağlıklı probiyotik bakterilerin (Bifido bakteri, Laktobasili) oluşumuna yardımcıdır.
Bazı insanlar kuşkonmaz yedikten sonra keskin kokulu bir idrarla karşılaşabilmektedirler. Zararsızdır ve genetik farklılıklara bağlı olarak bazı bireylerde görülür.
Bilim adamları bunun kuşkonmazın içerdiği metil merkaptan (kükürt içeren bir amino asit olan methioninin bir türevi) oluştuğunu düşünmektedir.
Geleneksel olarak eritilmiş tereyağı, hollandez sos veya poşe yumurta ile servis edilse de daha az yağ içeren alternatifleri hazırlamak çok kolay.
Kuşkonmazı omletlerinize, ıspanak veya yeşil salatalarınıza ekleyebilirsiniz.
Kırmızı biber, kırmızı soğan, mantar ve kuşkonmaz ile sebzeli bir burger hazırlanabilir.
Tavuk göğüs dilimli, taze fesleğenli makarnanıza çok az zeytinyağı ve limon suyu gezdirilmiş pişmiş kuşkonmaz ilavesi yaparak lezzetli ve doyurucu bir öğün yemek de mümkün