Buğulama en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir.
Hem tazeliği hem de besin değerleri açısından yemekler günlük olarak pişirilmelidir. Birkaç günlük yemek yapıp, aynı yemeği defalarca dolaba koyup çıkartmak, her seferinde ısıtmak tehlikelidir, kesinlikle yapılmamalıdır.
Yemeklerimizde tuz miktarı azaltılmalıdır. Rafine tuz yerine, doğal kristal kaya tuzu ya da deniz tuzu(porselen başlıklı cam veya ahşap değirmende öğütülerek) olmasına dikkat edilmelidir.
Mayonez veya ketçap gibi hazır soslar da asla kullanılmamalıdır. Ev yapımı mayonezi ise 15 dakika içinde tüketmeniz gerekiyor. Buzdolabında muhafaza etseniz dahi 15 dakikadan sonra trans yağlar oluşuyor, tehlikeli olmasının sebebi de bu.
Arpa şehriye, tel şehriye vb ürünler işlenmiş gıda oldukları için, yemeklere kıvam versin diye ilave edilmemelidir. T
Taze balığın her türlüsü sağlıklıdır. Ancak teneke kutulardaki ve poşetlerdeki konserve balıklar, ambalajlarındaki kanserojen maddelerden dolayı riskli hale dönüşüyor. Bu yüzden fabrikasyon konserve balıklar da tercih edilmemeli! Eğer cam kavanozda, zeytinyağı ile az tuzlu yani ev tipi konserve olursa olabilir.
Limon faydalı ve glisemik indeksi düşük bir meyvedir. Salatada, çorbada, çayda veya suya sıkılarak kullanılabilir. Limon ve sirke gibi asitli yiyecekler, besinlerin hazmedilmesini yavaşlatır. Kullandığımız limonun da doğal yetişmiş veya organik olmasına ve dış kabuğu kimyasallarla mumlanmış veya boyanmış olmamasına dikkat edilmeli.
Ketentohumu yağı ve balıkyağı (Omega-3), kan yağlarını düzenler, kanı sulandırır, kilo vermeyi kolaylaştırır, kilo almayı önler, hipertansiyon ve depresyon gelişmesini engeller. Kalp ve damar hastalıklarının riskini azaltır.
Kan glikozuna hızla dönüşen, boş kalorili tatlı oldukları ve früktoz içerdikleri için bal, reçel ve pekmez tüketilmemelidir.
Yemeklerle birlikte ekmek, pirinç pilavı ve makarna asla yenilmemelidir.Un ve nişastalı bütün gıdalar tüketildikten hemen sonra kan şekerine dönüşürler. Şeker (diyabet) hastalarının kan şekerlerini yükseltir ve kontrolünü zorlaştırırlar. Bu nedenle insülin ihtiyacını artırırlar. İnsülin kullanan şeker hastalarının giderek yağlanmaları ve kilo almalarının nedeni bu yiyeceklerdir.
Ceviz, fındık, fıstık, badem, ay çekirdeği, kabak çekirdeği gibi kabuklu kuruyemişler mutfağın başköşesinde yer almalı, çantadan da eksik olmamalıdır. Bunların glisemik indeksleri sıfırdır.
Yaz aylarında, çilek (şeker ekilmeden), kiraz, böğürtlen veya ahududu günde 100-200 gr kadar yenebilir. Ayrıca zeytin, yeryüzünde bulunan en sağlıklı meyvelerden biridir. Glisemik indeksi sıfırdır. Her sabah kahvaltıda 10-15 adet zeytin rahat rahat yenebilir.
Glisemik indeksi çok yüksek olduğu için kavun, karpuz, dut, üzüm ve taze incir maalesef yenilmemelidir. Haziran ve temmuz aylarında, hastalarımızın kan yağlarındaki ‘trigliserid’ oranı bu nedenle yükselmektedir.