Klinik deneyimler, kafeinin kalp atım hızı değişkenliği düşük, kalp rahatsızlığı olan veya kalp krizi geçiren insanlar için bazı durumlarda sorun yaratabileceğini söylüyor. Ancak araştırmalar, düzenli bir kahve içicisi için, yani günlük ortalama 2-4 fincan aralığında kahve içen birisi için olumsuz etki yaratmadığını gösteriyor.Kafein vücuda girdiğinde, sempatik sinir sistemini uyarıyor. Bu, kan basıncının yükselmesine, adrenalinin salınmasına neden oluyor; kalbin daha sert ve daha hızlı atmasını sağlıyor. Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Barış Çaynak, “Bu durumda kalp işleviniz zaten idealden azsa, bu gerçek bu sorun için bir reçete olabilir” diyor.
Uzun vadeli kafein tüketiminin yüksek tansiyon geliştirme olasılığını artırabileceği düşünülürken, birçok çalışma bu yaklaşımın doğru olmadığını gösteriyor. Ancak zaten yüksek tansiyonunuz varsa, kahvenin ve dolayısı ile kafeinin bir risk oluşturabileceği unutulmamalı. Kısaca tansiyon riskiniz varsa ve kan basıncınızı kontrol etmekte zorlanıyorsanız, kahve içerken kalp sağlığınıza daha fazla dikkat etmeniz gerekebilir.
“Filtrelenmemiş kahvenin kötü kolesterolü artırdığına dair çalışmalar mevcut” diyen Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Barış Çaynak, “Günlük sadece 1-2 fincan kahve içiyorsanız, kolestrol açısından sorun görünmüyor. Ancak günlük kahve tüketiminiz daha fazla ise kolestrole etkisi daha düşük olan filtre kahveyi tercih etmelisiniz” dedi.
Kafein, iyi bir idrar söktürücüdür. Bu nedenle, magnezyum, potasyum ve B vitaminleri gibi hayati olan ve suda çözünebilir besinlerin kaybına sebep olabilir ve daha güçlü diüretiklerle aynı riskleri taşır. Eğer günde 6 bardak ve üstü kahve tüketiyorsanız, kahvenize süt ekleyerek bu olumsuz etkiyi azaltabilirsiniz.