Kahvenizi French press kullanarak demliyorsanız veya espresso, yani filtresiz kahve, içiyorsanız kahvenin faydalarının çöpe atıyorsunuz. 20 yıl boyunca yarım milyon insanı takip eden araştırmacılar, filtre kahve içenler arasında ölüm oranının filtresiz kahve içenlerden veya kahve içmeyenlerden daha düşük olduğunu buldu (Kaynak: European Journal of Preventive Cardiology). Araştırmaya göre filtresiz kahve kolesterolü yükseltirken filtre kahve azaltıyor ve kalp krizine bağlı erken ölümleri önlüyor.
Şeker, içeceğinize kalori eklemekle kalmıyor aynı zamanda diş çürümesi, fazla kilo ve enflamasyon gibi sayısız negatif etkiyi de beraberinde getiriyor. Diyabet hastaları için yapay tatlandırıcılar her ne kadar daha iyi bir alternatif olsa da istenmeyen mikrobiyom değişimleri gibi sağlık problemlerine sebep olabiliyor.
Pek çok kişi kahvesini kremalı içmeyi tercih ediyor. Küçük bir miktarda eklendiğinde kahvenin faydalarını etkilemeyebilir ancak yeni nesil kahvecilerde önümüze gelen fincanlar masum görünümlü birer kalori bombası ve besleyici değerleri yok denilebilecek kadar az.
Günümüzde kahvecilerin çoğunda bir fincan kahveden oldukça uzak sayısız kahve alternatifi görebiliyoruz. Dondurmalı, şuruplu, krem şantili, çikolata parçacıklı bir karışımı kahve olarak içebiliyoruz. Normal bir fincan kahve sadece 2 kalori içerirken, bir tatlı kupu olarak önümüze gelen kahveler 500 kalorinin üstüne çıkabiliyor. Böylece bardağınızdaki bütün faydalar, yağ, şeker ve kalorilerle yer değiştiriyor.
Araştırmalara göre plastik herhangi bir kaptan sıcak bir şey yemek veya içmek, BPA içermese bile, sağlığa zararlı. Plastik ısındığında içeceğinize veya yiyeceğinize ostrojenik kimyasallar karışabiliyor ve zamanla oldukça tehlikeli hastalıklara zemin hazırlayabiliyor.
Mutfağınızda kullandığınız her türlü su konteynırını düzenli olarak temizlemeniz gerekiyor, aksi halde içerisinde küf ve bakteri oluşuyor. Özellikle kahve makinelerinde sıcak ve nem bir araya geldiği için bu tehlikeli organizmalar için müthiş bir zemin.
Sabahın erken saatlerinde veya öğleden sonra içildiğinde ayılmanızı sağlayan bir fincan kahve, geç saatlerde içildiğinde uyku problemlerine neden olabiliyor. Science Translational Medicine'in 2015'te yayınlanan araştırmasına göre, geç saatte kafein tüketimi, kişinin sirkadiyen ritmini bozarak uyku problemlerine sebep oluyor. Uyku problemleri ise pek çok rahatsızlığı beraberinde getiriyor.
Kahve et, süt, sebze ve meyve ürünleri gibi çabuk bozulan bir ürün olmasa da uzmanlar birkaç aydan fazla saklamamayı öneriyor. Ayrıca kahvenizin nem kaybına uğramaması ve tadının değişmemesi için buzdolabında saklamamanız gerekiyor. Doğru olan az miktarda alıp hala yeterli antioksidan içeriyorken tüketmek.
Kahve çekirdekleri kavrulduğunda, çekirdeklerin antioksidan kapasitesini ve anti enflamatuar etkisini arttıran melanoidinler ortaya çıkıyor. Yani kahvenizi ne kadar kavurursanız, ne kadar koyu olursa o kadar yüksek oranda antioksidan içeriyor. Dahası European Journal of Nutrition'ın 2018'de yayınladığı araştırmaya göre koyu kavrulmuş kahve DNA hasarını da önlüyor.