Havuzda veya denizde bir virüs taşıyıcısı varsa özellikle havuzda mesafeyi mutlak sağlamak gerektiğini ifade eden Dr. Taşkınoğlu, şunları söyledi:
Kimseyle 2 ya da 3 metreden daha fazla yakınlaşmayacağınızı bilerek denize ya da havuza girebilirsiniz.
Hasta ve ölüm sayısı azaldı ancak virüsün tehlikesi henüz bitmedi. Aslında havuz hijyen açısından daha iyi bile olabilir.
Çünkü içerisinde klor var ve klorun virüsleri öldürme ihtimali daha yüksek.
Deniz tuzlu su olduğu için öldüreceğini zannediyoruz ama bazen biz çok zorda kalırsa tuzlu suyu virüsleri taşıma besiyeri (besi ortamı) olarak kullanıyoruz.
O yüzden denizdeki tuzlu su virüsü öldüremeyebilir, varlığını sürdürmesine sebep olabilir.
'Denizde virüs ölecek, havuzda virüs ölmeyecek' diye bir şey söylememiz mümkün değil. Ancak denizin şöyle bir avantajı olabilir:
Deniz sizin çok daha kolay mesafe almanızı sağlayabilir. Ancak deniz tuzlu olduğu için avantaj olabileceğini ben düşünmüyorum.
Eğer çok istiyorsanız havuz ilk temizlendiği anda ve boş olduğu zamanda tek başına girmeniz daha sağlıklı olacaktır."
Dr. Taşkınoğlu, ayrıca corona virüsün sivrisinek ısırığıyla bulaşmadığını kaydederek, "Virüsün böyle bir bulaş yolu yok çünkü bu virüs, viremi (virüsün kanda üreyip çoğlaması) yapmıyor.
Yani sivrisinek sizin kanınızı emip sonra da götürüp başka bir kişiye ya da yere enjekte ettiğinde bulaşmıyor.
Corona virüsün kan yoluyla bulaşı yok. PCR testini burun ya da ağız sürüntüsünden yapıyoruz çünkü virüsü en iyi orada yakalıyoruz.
Dışkıda da yakalıyoruz ama bu virüsü kanda yakalayamıyoruz.
Kanda tespit edemediğimiz bir virüsü de sivrisinek bulaştıramaz" diye konuştu.