ARMA yönteminde endoskopik olarak, mide ile yemek borusu arasındaki kapağın elektriksel akım üreten bıçaklar veya argon gazı kullanılarak yakılması işlemi sağlanıyor. Bu işlem sonucunda yapay olarak oluşturulan ülser ve yaralar iyileşirken, bu bölgede skar adı verilen sert ve sıkı bir doku oluşarak gevşeklik nedeniyle fonksiyonunu yitiren kapağın yeniden sıkılaşmasına imkan tanıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Şişman, “Yaklaşık 20-30 dakika süren bu işlem sonrasında hastalar, herhangi bir kesi veya ameliyat izi olmadan aynı gün hastaneden taburcu olabiliyor. Günlük yaşamlarına ise takip edecekleri kısa süreli bir diyet sonrası devam edebiliyorlar” diyor.
ARMA yönteminin her hastaya uygulanabileceğini, ancak reflünün altta yatan başka bir nedeni olmadığının ispatlanmış olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Gürhan Şişman şunları söylüyor: “Yöntemin etkili olabilmesi için öncelikle varsa helikobakter pilori, altta yatan bir malignite gibi durumların ortadan kalkması gerekir. ARMA yönteminde başarı oranı yüzde 85 gibi oldukça yüksek oranda seyretmektedir, hastaların çoğu bu yöntemle tedavi edilebilir. ARMA işleminden bir ay sonra yapılan endoskopi ile kapakçık değerlendirilir. Yeterince kapanma görülmeyen seyrek hasta grubunda ikinci bir seansa gerek duyulabilir” PPI tedavisine tam yanıt alamayan veya uzun süreli ilaç kullanmak istemeyen, atipik semptomları olan hastalar ile cerrahi tedaviye uygun olmayan hastalarda da bu yönteme başvuruluyor. Yöntemin sağladığı avantajlar arasında daha az invaziv olması, cerrahiye kıyasla daha kısa iyileşme süresi, operasyon sonrasında daha az ağrı ve daha düşük komplikasyon oranı bulunuyor. Ayrıca, hastaların semptomlarında yüzde 80-85 oranında iyileşme ve ilaç kullanımında azalma gözlemleniyor.”