"Beynin farklı alanları farklı işlevleri kontrol eder, bu nedenle herhangi bir beyin işlevi kaybı, tümörün bulunduğu yere bağlı olacaktır. Örneğin, aşağıdakileri etkileyen bir tümör:
Ön lob - kişilikte değişikliklere, vücudun bir tarafında zayıflığa ve koku kaybına neden olabilir. Parietal lob - konuşma, kelimeleri anlama, yazma, okuma, belirli hareketleri koordine etmede zorluklara neden olabilir ve ayrıca vücudun bir tarafında uyuşma olabilir.
Oksipital lob - bir tarafta görme kaybına neden olabilir . Temporal lob - uyuşmalara veya bayılmalara, garip kokulara ve konuşma ve hafıza sorunlarına neden olabilir.
Beyincik - koordinasyon kaybına, yürüme ve konuşma zorluğuna, gözlerde titremeye, kusmaya ve boyun tutmasına neden olabilir. Beyin sapı - dengesizliğe ve yürüme zorluğuna, yüz zayıflığına, çift görme ve konuşma ve yutma güçlüğüne neden olabilir.
İyi huylu tümörlerin çoğunda ana tedavi yönteminin ameliyat olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Eyüp Baykara, "Cerrahinin amacı, çevre dokuya zarar vermeden mümkün olduğunca fazla tümörün çıkarılmasıdır.
Ameliyatta tamamen çıkarıldıkları takdirde, tümörün tekrarlama ihtimali sıfıra yakındır. Bununla birlikte, bazı yavaş büyüyen tümörler (esas olarak gliomlar) tedaviden sonra tekrar büyüyebilir ve kötü huylu tümöre dönüşme potansiyeline sahip olabilir.
Bazı tümörler beynin derinliklerinde bulunur ve çevre dokuya zarar vermeden çıkarılması zordur. Bu gibi durumlarda, tümörü tedavi etmek için radyo cerrahi kullanılabilir" şeklinde konuştu.