21. yüzyıla geldiğimizde astroloji ve astrologlar hala pek çok kişinin hayatına rehberlik ediyor. Bilimsel sahnedeki yeri hala belirsiz olsa da astroloji popülerliğini her geçen gün yeniden kazanıyor. Özellikle pandemi sonrası 2020 ile ilgili gerçekleşen bazı öngörüler, yeni dünya düzeni ile dilimize yerleşen bazı astrolojik terimler ile astroloji bir kaynak olarak yeniden ilgi odağı oldu. Güneş burcu, ay burcu, retro, tutulma, dolunay, yeniay gibi astrolojik fenomenler artık dilimize ve hayatımıza yerleşti. Peki bunlar hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? PembeNar Yazarı Astrolog Seçkin İlbuğa, astrolojiye ve 2020'ye dair merak edilen soruları PembeNar'a özel yanıtladı.
Astrolog Seçkin İlbuğa: Doğum haritası, doğduğunuz anda açılan geçmiş yaşam kayıtlarınızı öğrenebileceğiniz bireysel arşivinizin giriş biletidir. Bu arşivdeki; zihinsel, duygusal, ruhsal ve maddesel kodlar kendinizi yaratmak için kullanacağınız potansiyeller zinciridir. Doğum haritasına bakılarak elde edilebilecek bilgiler ise danışana, danışmana, haritanın incelenmeye başladığı andaki gökyüzü pozisyonuna ve daha birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Ancak ‘’normal’’ şartlarda kişinin karmik döngüleri, dünyaya geliş amacı, gelecekte nelere dikkat etmesi gerektiği, kişiliğinin gizli kalmış yönleri, farkında olmadığı hayal ve beklentileri, korku ve kaygılarının hangi alanlarda baskı ve daralmaya neden olduğu, bedensel-ruhsal sağlığı, ilişkileri, ebeveyn, kardeş ve çocukları, iş ve aşk hayatı, yetenek ve yeterlilikleri, olaylar karşısındaki davranış biçimi gibi sayısız detay rahatlıkla görülebilir. Aslında sınır yoktur, teknik ve görü vardır.
Harita analizinde ulaşılacak bilginin ölçüsü haritayı inceleyen astroloğun kendi yıldızlarına uygun yaşayıp yaşamadığı ve göksel bilgiyi ne şekilde içselleştirdiği ile de ilgilidir. Kendi adıma bu bunu yapar, şu şöyle olur veya gelecekte böyle olacaktır yerine Venüs retrosu nasıl sağaltılır, transit Plüton karesi karşısında ne yapılabilir şeklinde yaklaşmayı tercih ederim. Kişinin dönüştürmesi gereken davranışlarını ya da karmik tıkanıklıklarının hangi zamanda hangi motivasyonla yönlendirilmesi gerektiğini incelemeyi daha verimli buluyorum. Bu şekilde çalışıldığında hem birey kendi programına ve hayat amacına yöneliyor, başardıkça da bütüne katkı sağlamış oluyor. Benim açımdan, eşsiz bir tatmin. Önemli olan mevcut potansiyelleri karşılayan motivasyonun danışana fayda sağlayacak şekilde incelenip aktarılabilmesidir. Saf bilginin danışana katkısı yetersizdir. Çözümsel yöntemler tercih edilmelidir.
S.İ.: Doğum haritanızdaki bilgileri paylaşmakla ilgili en büyük risk tavsiye aldığınız insanların üslup ve yaklaşımı olabilir. Satürn kare yaptı babanızı kaybedersiniz, Mars geliyor dayak yersiniz, Uranüs 150 yaptı uçurumdan yuvarlanırsınız gibi bir yaklaşım seçilmişse haritayı paylaşmak gerçekten riskli olabilir. Zihninizi ve duygularınızı korku sarmalının içerisine hapseden bu durum sizin için kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşebilir. Danışmanın öngörüsü gerçekleştiğinde danışanın korku bazlı bir bağımlılık geliştirmesi riski hep vardır. Danışan-danışman arasında oluşabilecek bu sağlıksız psikolojik sürecin yönetimi danışmanın sorumluluğudur. Ancak kimi seçtiğiniz de sizin sorumluluğunuzdur.
Okültizm, simya veya diğer metafiziksel konuları araştıran insanlar ise harita bilgilerim kullanılarak başkaları beni kontrolü altına alabilir mi, bana büyü yaptırabilirler mi gibi endişeler taşırlar. Büyü, sihir gibi kanallar bir evrim ve ibret sürecine hizmet etme görevini kesin olarak tamamlamışlardır. Çalışmalar bir üst oktava evrilerek bireyin onay ve rızası olmadan şifa kanalları dahi çalışamaz hale gelmiştir. Yine de bu kaygılara meydan vermemek üzere harita bilgilerinizi yorumuna, deneyimine veya enerjisine güvenmediğiniz kimselerle paylaşmayın diyebilirim. Ancak bilgilerinizi paylaştığınız için başınıza bir şey geleceğinden de korkmayın. İnsan hiçbir şeye karşı tamamen çaresiz ve savunmasız bırakılmamıştır. İnsanın en büyük gücü ve kalkanı iradesidir ve bunu kullanmalıdır.
S.İ.: Aslında hayata etki etmek yıldız, gezegen, ışık vb göksel objelerin işidir. Bu göksel objelerin herbiri kendine özgü bir fonksiyonu yönetir birbirleriyle etkileşimlerinin yansımaları da rutini değiştirir. Astrolojik evler bu objelerin yaydığı tesirlerin haritanızın hangi alanında (iş, sağlık, aile vb.) sizi etkileyeceğini ifade ederken burçlar, gelen etkinin nasıl karşılanıp deneyimleneceği bilgisini içerir. Göksel hareketlerin etkilerini (tutulma, retro, yeniay vb) yükselen burcunuzu baz alarak okumanız daha doğru olur. Esasen burçların düştüğü evler üzerinden yorum yapılır, derecesi önemlidir ve sağlıklı olan bireysel haritalarınız üzerinden yorumlanmasıdır. Yine de neler olup bittiğine dair fikir sahibi olmak adına bu yorumlar takip edilmelidir. Güneş, Ay ve yükselen burç özelliklerinizi bilmek kendinizi tanımak hayat amacınızı keşfetmek yolunda bilgilendiricidir.
Güneş Tanrısal potansiyeli en üst noktada nasıl ifade edeceğinizin göstergesidir. Esasen en çok konuşulan ancak hakkında en az bilgiye sahip olunan konu Güneş’tir. Bir çok insan Güneş burcunun özelliklerini yani özünü ortaya çıkarmak ve kabullenmek adına bir ömür harcar. Yani Güneş burcunuzun Kova olması Kova olduğunuz değil Kova olmaya geldiğiniz anlamına gelir. Kova kimliğini yani özünüzü ortaya çıkarmanıza hizmet edecek yaşam deneyimlerinden geçeceğiniz bir haritayla dünyaya geldiğinizi düşünmek yerindedir. Bu deneyimler neticesinde özünün deli ya da dahi bir Kova olarak form bulması sürecin ve harita dinamiklerinin nasıl değerlendirildiği ve kişinin bilinç ve tekamül seviyeleriyle ilgilidir. Yani Güneş burcu Kova olan kişinin programı birey olmak ve daha önce düşünülmemiş fikirler üzerinden topluma fayda sağlamaktır.
Yükselen burcunuz Allah’ın sizde bu ömür tezahür ettirdiği suretini temsil eder. Bunu beğenmedim başka bir beden alayım deme şansınız olmadığı gibi “öz”ün de yükselen elbisesini reddetmesi beklenemez. Bu elbisenin Güneş burcundan daha görünür olması kişinin özüne ulaşana kadar aynadan yansıma yapmasına benzer. Bireyin içine doğduğu ortam ve deneyimler üzerinden geliştirdiği duruş ve kişilik yükselenin özellikleridir. Mesela yükselen burcu Akrep olan kişi ölüp ölüp dirileceği, kararlı olmayı öğreneceği, mücadele ederek var olacağı bir yaşama doğmuştur. Güneş burcu Kova olan bir yükselen Akrep için durum şöyle özetlenir; Akrebin dönüştürücü gücü ve enerjisi Kovayı doğuracaktır. Akrep'in dönüştürücülüğü akıl üstü bir güç barındırır. Tüm harita aslında özün doğmasına hizmet etmektedir. Öz kendini gerçekleştirip Kova kişiliği ifadesini geliştirdikçe yükselen artık kişiliği değil, yöntemi temsile dönüşmeli ve geriye çekilmelidir.
Ay ise bu bağlamda ruhun ve bilinçaltının temsilcisidir. Ay doğası gereği değişken birçok evresi olduğu içinde derin bir analiz gerektirmektedir. Ay burcunuz duygusal dinamiğinizi belirtir. Basit bir ifade ile Ay ruhsal anlamda sizi hayat boyu sınav alanlarınıza iten kontrolsüz yanınızdır. Onu kontrol edemezsiniz ancak fark edebilirsiniz. Ay burcunu tatmin eden ruhunu tatmin etmiştir. Burada ruhun tatminin bilinçaltının tatmininden ayrı tutulması gerektiğini atlamamak gerekir. Örneğin bir Ay Koç genellikle sabırsız, girişken, çabuk sinirlenen ve çabuk sıkılan yapıdadır. Ancak ruhsal anlamda Ay Koç’u tatmin edecek şey her an yeni bir kapıyı, yeni bir sınırı zorlamak sürekli yeni bir şeyin keşfiyle bulunduğu topluma fayda sağlamaktır. İçindeki savaşçı potansiyelini insanlara doğru değil insanlık için kullanmayı öğrenmesi ruhunun tatminidir.
S.İ.: Uzayın varoluşu Dünya’nın varoluşundan eskidir. Yani gökyüzünde sistemler kurulduktan gökyüzü cisimlerine görevlendirme ve ödevler atandıktan sonra Dünya bu sisteme tabii ve dahil olmuştur. Her insana doğumunda bir gökyüzü arsası tahsis edilir. Eğer daha önce dünyaya geldiyseniz ''genelde'' önceki şahsi mülkünüze yerleşirsiniz. Sizin bu gök araziniz gelişmiş bir kompitur sistemi sayesinde eski yeni tüm kayıtlarınızı barındırır. ''Bu sizin bireysel takımyıldızınızdır''. Henüz ölçülemeyen en küçük zaman aralığının dahi burada kaydı vardır. Bu da şu demektir A kişisi bu dünya hayatına falanca evrim için gelmiştir, programı şudur ve bu programa dair deneyimlerinin ezel-ebed kaydı buradadır. Tüm arsalar ana kompitur aracılığıyla birbirinden etkileşim alabilir.
Şu an tanımlanmış 88 takım yıldız var sanırım. Astroloji henüz tamamını da kullanamıyor çalışma disiplininde. Yani iletişimde sorun yaşamak için Merkür retrolarını beklemediğimiz gibi, retro değilken yaşananların tetikleyicisi de kolektif ve bireysel henüz tanımlanmamış göksel objelerin işi. Tek bir alan ya da zaman yoktur ki sebep-sonuç bağlamında kaydı olmasın. Ancak lütfen doğru anlaşılsın; bu “kayıtlı bir kader programını yaşıyoruz” demek değildir ancak şimdi fazla açamayacağım. ''Kozmik kader'' konusunu yazmakta olduğum kitapta uzun uzun anlatacağım.
Astroloji sadece insan değil tüm mevcudatın programını okuma görevini teslim alacağı günlere doğru yol almaktadır. Bunun adı öngörmek değil arşiv açmak, program okumaktır. 2020 dönüşüm ve her alanda daha işlevsel olana evrilme refleksini astrolojide de gösterecektir. Ancak insanlığın şartlanmışlıklardan kurtulmaya direnmesi önemli bir engeldir. Siz sadece retroda olacakları merak ederseniz astroloji bu kısır sahanın dışına çıkacak yönde çalışmaya yönelemez. Günümüz insanı için sağlıklı kullanımına değinmeden bitirmeyelim yine de.
Temel yaklaşım retro, yeniay, dolunay, tutulma olduğunda ''bu olay neye dikkatimi çekmek istiyor, neyi fark etmeliyim?'' olmalı. Sadece ''Merkür retroda bankacılık işlemlerime dikkat etmeliyim'' kullanımı yetmez. Bu 7 kat gök bilgisinin sadece birinci katmanın, görünen yüzünün hayata katkısıdır. Daha büyük bir plan ve o plana dahil olmanızın da bir sebebi var. Lütfen hayat amacınızı yani bu dünya hayatındaki görev ve programlarınızı kavramaya yönelin. Çok yakında astroloji diğer katmanlardan gelen bilgileri okuma tekniklerini ilerletecek ancak unutmayın her birinizin kendi gök arsasına girip çıkma moda tanımıyla ''öze ulaşma'' izniniz var.
S.İ.: Felaket tellallığı çok fazla suistimal edilmiş bir ifade aslında. Pek çok astrolog dünyanın dev bir dönüşümün arifesinde olduğunu deprem, yangın, salgın yaşanacağını, ekonomik bir dar boğaza girileceğini vs. öngörmüştür. Süreci öngören astrologların çözüm önerileriyle birlikte bu bilgileri paylaşmaları mesleki sorumluluklarını yerine getirmek şeklinde yorumlanmalı. Vaktiyle bu ikazları ciddiye alıp küçülmeye, sadeleşmeye birikim veya tasarrufa yönelmiş olanlar için ise bu astrolojinin doğru kullanımına örnektir. Ben de öğrencilerime ve danışanlarıma 2020 yılı ile ilgili bir B planı geliştirip tasarruf önlemleri almalarını önerdim. Hatta yılı ikiye bölen bir programlama yaptık pek çoğu için. Hala en yoğun çalıştığımız alan 2020 ikinci dönem ve 2021'i karşılamaktır. Bu, bilgiyi hayata geçirmek bilgeliğe dönüştürmektir. Belki üslup ve yöntem tartışılabilir ancak bu da çok kişiseldir.
Bana göre işin en önemli kısmı pek çok astrolog ve spiritüelin etik, ahlak, adalet, vicdan, sevgi, doğaya ve insana saygı; kısaca iyi insan olmak üzerine ikazlarda bulunmasıdır. Bu tavsiyeler ruhsal temenniler değil, göksel semboliklerin sebep-sonuç açılımları ve öz anlamlarının aktarılmasıdır. Günü kurtarmayı değil insani hasletlerle yücelmeyi seçenin kazanacağı yönündeki göksel mesajlar çok kıymetlidir. Bir mahalleyi, şehri, ülkeyi veya gezegeni paylaşmak ortak bir kaderin parçası olmaktır. Siz bu grupların parçası olarak üzerinize düşeni layığıyla yapmaya direnirseniz işte o zaman endişeden söz edilebilir. Tesirler mekanizması göksel sembolikleri göreve atamış, onlar da evrim eşiklerinin aşılmasına paralel bir çalışma nizamını devreye almıştır. Karma yasası gereği sen değişirsen karşılık da, ders de değişecektir. Bu ilahi adaletin şaşmaz terazisinin göstergesidir.
Açıklamak gerekirse göksel sembolikler kader yazanlar değildir ve biz sonu belli bir oyun oynamıyoruz. Dünya hayatı bir gelişim ve değişim devresidir. Göksel semboliklerin vurguları bellidir ancak hala keşfedilmemiş ifade edilememiş sayısız sembolik vardır. Ancak görünen o ki 2020 3. çeyrekte ilginç süprizlere gebedir. O sebeple 2020, Plüton, Satürn, Jüpiter veya Mars beni endişelendirmiyor; siz de endişelenmeyin, tedbir ve sorumluluk alın. Sağlık alanında büyük şokun atlatıldığı tedbir elden bırakılmadıkça bir toparlanma sürecinin devam edebileceği söylenebilir.
Bakış açımızı yapılandırmaya, kendimizle yüzleşmekle başlayabiliriz. Koronavirüs salgını öncesinde Avustralya’da yangınlar ve hayvanlarla ilgili bir çok acı olay yaşandı. Bu olaylar ciddi göksel semboliklerin çalışacağının bir ön teyidiydi aslında. Pek çok insanın bu acı dolu olaylar esnasında insanlığın bir lanete sürüklendiğini hatta bir belayı hak ettiğini düşündüğünü de hatırlıyorum. Buna kolektif bilinçaltı denebilir. Birey bilinçaltından gelen etkilerle eksik yönlerini tamamlamak üzere nasıl iyi-kötü olaylara çekilirse toplumlar da aynı şekilde evrilir. İlerleyen dönemlerde ise dünyanın her yerinde ülkeler birbirlerine koliler göndermeye başladı. Kolilerin üzerine kendi şairlerinin, filozoflarının güzel sözleri yazıldı. “Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var.” diyen Mevlana’nın sözü de oldukça etkileyiciydi. İnsan varoluştan beri birbirine acımadı, üzdü, savaştı, aç bıraktı ama aynı acıyı, üzüntüyü, korkuyu birlikte yaşayarak dersler aldı ya da almalıydı.
2020 yılı Yaradanın ''birlik bilincine ulaş'' emir ve kehanetine doğru atılmış büyük bir adımdır ve yılın temel gerçeğidir. Şu an dünya sonunu görmediği bir zaman tünelinin içinde ışığa ilerliyor. İnsanın ''zorlu deneyimlerin daha öğretici olmasına dair bilinçaltı kayıtları'' dışında da bir sorun yok. Tüm yazılarımda ve derslerimde düşünce yapısını ve sorgulama modelini güncellemeye yönelik şifrelere yer vermemin temel sebebi de bu. Yani siz “kare açı var, öldüm bittim” yerine kare açıyı nasıl sağaltacağınıza yönelirseniz, akıl ve yeteneklerinizi kullanarak zor olanı yönetirseniz Dünya değişir. Acılarla öğrenmeyi beslemekten vazgeçilmesi gerekir. Birleşin, bütünlenin ve gökyüzünü dinleyin.