Japonya’daki Yokohama Şehir Üniversitesi Tıp Bölümü’nde yapılan bir araştırma, kahvenin “gastrik boşalma” denen olayı (yani besinin, olması gerekenden daha hızlı karından çıkması) kolaylaştırdığını ortaya koymuş. Besin, bağırsaklarda gerektiği kadar kalmadığı zaman vitamin ve mineraller düzgün olarak emilemeyerek beslenme eksikliklerine neden oluyor.
Kafein, sıvıların vücuttan atılma sürecini hızlandırarak böbreklerin kalsiyum, magnezyum, çinko ve diğer önemli mineralleri emmek için yeterince zaman bulamamasına neden oluyor. Magnezyum eksikliğinin, anksiyete, depresyon, astım, kan pıhtılaşması, kalp sorunları, yüksek tansiyon, böbrek hastalığı, kronik yorgunluk, kronik ağrı, migren, kısırlık, kemik erimesi, hatta diş çürümesi gibi sorunlara neden olduğu klinik olarak ortaya konulmuştur.
Sabahları kahveye ihtiyaç duyan insanlar, kafeinin uyandıran etkisi için içiyorlar. Ancak diğer yandan kafein, anksiyete ve depresyonu farklı şekillerde arttırabiliyor.
Stres hormonu kortisol, epinefrin ve norepinefrinin düzeyini artırabiliyor. Sakinlik ve mutluluk hisleriyle ilişkilendirilen serotonin nörotransmiterinin üretimini engelliyor.
B vitaminleri sekresyonunu hızlandırır ve geriye kalanların emilimini bozar. B vitaminleri, ruh hali regülasyonu, rahatlama ve stres yönetiminde çok önemlidir. Sonuç olarak, sabahları sizi harekete geçirerek bir şeye ihtiyaç duyuyorsanız kahveden başka bir alternatif düşünmenizde fayda var.