Çocuklarda baş dönmesinin migren atağı olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Dilara Füsun İçağasıoğlu, “Herhangi bir uyaran olmaksızın kendiliğinden başlayan, bilinç kaybı yapmayan dakikalar ve saatler içinde kendiliğinden düzelen şiddetli baş dönmesi ataklarıdır. Bu duruma, bir veya her iki gözde istemsiz titreme hareketi, kol ve bacaklardaki kas kontrolünü kaybetmeye neden olan koordinasyon eksikliği (ataksi), kusma ve solgunluk durumu da eşlik eder. Ayrıca baş dönmesi beyin tümörünün bir bulgusu olabilir” uyarısında bulundu.
Çocuklarda görülen migralepsinin migren aurasının bir saat içinde epileptik nöbete dönüştüğü klinik olayı tanımladığını dile getiren Prof. Dr. Dilara Füsun İçağasıoğlu, “Baş ağrısı nöbetin tek belirtisidir. Ağrının spesifik bir klinik özelliği yoktur. Ağrı genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika sürer. Nadiren saatlerce sürebilen ağrılar olabilir. Migren veya gerilim tipi baş ağrısını taklit eden bir durum söz konusu” diye konuştu.
Çocukluk yaş grubunda gerilim tipi baş ağrısının görülme sıklığının yüzde 5-72 gibi geniş bir aralığa sahip olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Dilara Füsun İçağasıoğlu, “Başlangıç yaşı ortalaması 7 yaştır. 30 dakika ile 7 gün arasında sürüyor. Bu tip baş ağrısında zonklama, bulantı, kusma, fotofobi, fonofobi ve aura yoktur. Gerilim tipi baş ağrısı psikososyal faktörler ve anksiyeteyle tetikleniyor” bilgilerini paylaştı.
Baş ağrısında akut atak tedavisinin; sessiz bir odada dinlenme veya uyuma, mümkün olan en erken dönemde ve uygun dozda ilaç tedavisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dilara Füsun İçağasıoğlu, düzenli ve yeterli uyku, düzenli ve yeterli yemek ve sıvı alımı, düzenli egzersiz, gevşeme ve stresin azaltılmasının da tedavide uzun süreli olumlu etkilerine işaret etti.