Yapılan tetkiklerde, Hollows’ın kalp kasına kan sağlayan koroner damarların tamamen tıkandığı ortaya çıktı. Tıkalı damara stent takılarak, kalbe yeniden kan akışı sağlandı.
O anı şöyle anlattı: "İçimde bir yer, bunun sıradan bir ağrı olmadığını biliyordu. Ama gerçek şuydu: Kalbim sadece yorgun değildi, iflasın eşiğindeydi."
Kalp krizi genellikle kalp damarlarının bir pıhtı ya da plakla tıkanması sonucu gelişiyor. Ama mesele sadece damarlarda değil; bu kriz, yıllarca biriken yaşam tarzı hatalarının son perdesi.
Hastanede kaldığı süreçte asıl şoku ikinci kez yaşadı: Tip 2 diyabet tanısı aldı. Hollows, o ana kadar sadece biraz sık idrara çıkma ve kilo kaybı gibi belirtiler yaşamıştı ancak bunları önemsemedi. Zayıf olduğu için diyabet riski düşük sanıyordu. Meğer yıllardır vücudu sessizce alarm veriyormuş.
Tip 2 diyabet, kan damarlarını yıpratarak kalp hastalıklarına zemin hazırlayan en sinsi faktörlerden biri. Üstelik belirti vermeden yıllarca ilerleyebiliyor.
Hollows şu an haftada 2 gün düzenli egzersiz yapıyor ve açık hava yürüyüşlerini alışkanlık haline getirmiş durumda. Artık sağlığına dair kararlar alırken içgüdülerini değil, verileri dinliyor. Hollows yaşadığı olaya "Bazen doktor olsan da kendi bedeninin sinyallerini görmezden geliyorsun. Ama sağlıklı yaş almak, farkındalıkla mümkün" diyerek yorum yaptı.
Bilimsel veriler diyabet hastalarında kalp krizi riskinin, sağlıklı bireylere göre 2 ila 4 kat daha fazla olduğunu söylüyor. Kan şekeri uzun süre yüksek kaldığında damarlar hasar görüyor, bu da ateroskleroz (damar sertliği) riskini artırıyor.
Dolayısıyla zayıfsınız diye diyabetten muaf değilsiniz. Yorgunluk, kilo kaybı ve sık idrara çıkma gibi belirtileri hafife almayın. Düzenli check-up ve sağlıklı yaşam tarzı, sadece uzun değil, kaliteli bir ömrün anahtarı olduğunu unutmayın.