İş dünyasından ilham olabilecek yöneticilerle ara ara röportajlar yapıyorum artık PembeNar'daki köşemde bu röportajlara yer vereceğim. Amacım farklı işlerde çalışan başarılı profillerin kariyerini, iş hayatlarını ve görüşlerini paylaşarak çalışanlara ilham olması.
Yeni röportajım Honda - Türkiye' de Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan Gökmen Yağal ile. Çok keyifli geçen sohbete dair notlarımı keyifle okumanız, ilham almanız ve paylaşmanız dileğiyle....
İLETİŞİM KURABİLİYORSAN BAŞARILISIN
Gökmen Bey, Honda Türkiye’nin Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorsunuz. İTÜ Uçak Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuşsunuz ve üst yönetimde yer alana kadar yükselen bir ivmede kariyerinizde yol almışsınız. Üretimden yönetime ilginç bir kariyer, bize kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz?
Evet, aslında ilginç bir kariyer hayatım oldu. Uçak Mühendisi olarak mezun oldum ancak şu an Honda Türkiye’de Finans, İnsan Kaynakları, Bilgi Sistemleri ve Dış ticaret gibi bölümleri içeren bir grubun başında İşletme Genel Müdür Yardımcisiyim.
İlkokuldan beri hayalim Uçak Mühendisi olmaktı ve bu hedef doğrultusunda elimden gelenin en iyisini yaparak hayalimi gerçekleştirmek üzere çalıştım. Her insanın bir hedefi olmalı ve onun için savaşmalı... Hayalleri ve hedefi olan insanın motivasyonu yüksektir. Motive olan insan konuya daha iyi odaklanır, elindeki gücü ve kaynakları tüm kapasite ile kullanabilir. Okul yillarim, istediğim bir konuda eğitim gördüğüm için keyifli ve başarılı geçti. Diğer yandan o yıllarda böyle bir kariyerimin olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi ancak hayat sürprizlerle dolu.
Üretimin içinde mühendis kimliğinizle çalışırken, İnsan Kaynakları-Finans-BilgiTeknolojileri gibi birimlerinden sorumlu yönetici olarak çalışma hayatına devam ediyorsunuz. Yöneticiliğe geçişte sizi en çok zorlayan ve geliştirmek zorunda olduğunuz beceriler nelerdi?
Üretim ve yönetim gerçekten birbirinden çok farklı. Üretim alanında somut, sayılarla ifade edilebilen ve sonuçlarını çok kolay takip edebildiğiniz süreçleri yönetiliyor. Yönetimdeyse soyut ve sonuçlarını direkt olarak göremediğiniz, tecrübe ve varsayımlarla ilerlediğiniz süreçlerle karşı karşıya kalıyorsunuz. İkisinin de kendine göre kolay ve zor yanları var. Mühendislikte süreçler kritik rol oynar. Burada teknik bilgi birikiminiz cok önemlidir ve ancak süreçleri doğru bir şekilde tasarlayıp uyguladığınızda beklediğiniz sonuçlara ulaşabilirsiniz. Yönetimdeyse, iletişim ve insan ilişkileri ön plana çıkar. Buradaki başarı, kurduğunuz ilişkilerle doğru orantılı olarak artar. Şunu söylemekte fayda var. Benim gorüşüm bir mühendis olarak çalışıyorsanız aynı zamanda kendi tasarımınızın yöneticisi sayılırsınız yani yönetme kabiliyeti işin doğası gereği önemlidir fakat odaklandığınız unsurlar daha cok ekipmanlar ve prosesler olur ve insan iliskileriniz limitli kalir. Ancak tasarimdan uzaklasip isin icine insan yönetimi girdiğinde, üstelik büyük organizasyonlarda kapsam değişir ve zorlaşır. O zaman goruyorsunuz ki, iletisim, pozitif enerji ve empati sizin basariniza dogrudan etki ediyor.
Bu geçiş benim icin çok değerliydi ve olayları her iki yönden görmemi ve analiz edebilmemi sağladı.
Peki siz bu değişim sonrası nasıl bir yöneticisiniz? Üst düzey yönetici olacak profesyonellere öneriniz nedir? Hangi becerilerin üzerine yoğunlaşmalarını tavsiye edersiniz?
Soruyu biraz değiştirsek? Bence bir yöneticiye sorulması gereken en önemli sorulardan bir tanesi şu olmalı. “Çalışanlarınız sizi nasıl bir yönetici olarak görüyor?”
Çünkü burada önemli olan sizin neler yaptığınız, daha doğrusu neleri başardığınıza inandığınız değil. Yaptıklarınızın insanlar üzerindeki etkisi nedir? Algı nedir?
Bu farkındalığa ulaşmak bir yönetici için en önemli başarı unsuru. Bu noktaya ulastığınızda daha az hata yapmaya, hatta hata yapmamaya başlıyorsunuz. Algıyı ölçmek için elinizdeki en önemli araç tabiki iletişim olmalı. İletişim kelimesini kullanırken hep dikkatli olmuşumdur ve şunu eklemek de alışkanlık haline geldi.. İletişim çift yönlü ise başarılıdır. Sadece anlatıyor musunuz, yoksa dinlemek de bir o kadar önemli mi sizin için? İnsanlar sizin gerçekten dinlediğinize inanır ise sizinle konuşur ve daha da önemlisi doğruları paylaşır. Yönettiğiniz süreçleri bilmelisiniz ve farkında olmalısınız aksi halde doğru kararlar vermeniz mümkün değil.
Son olarak benim için önemli bir görüşü de paylaşmak isterim. Gerçi bu alanda değişik fikirler ve başarı hikayeleri var ancak bence iyi bir yönetici veya iyi bir lider olmak için önce iyi bir insan olmak gerekiyor. Çalışma ortamınızda güven ve adaleti sağlayamıyorsanız sürdürülebilir bir başarı tesis etmeniz mümkün olmayacaktır.
Farklı bir kültür olan Japon kültürü ile çalışıyorsunuz? Farklı iş disiplinleri ve kültürle çalışmak çok önemli. Size ve gelişiminize nasıl katkı sağladı? İlişkileri nasıl yönetiyorsunuz?
Klasik bir cevap olacak ama Japon kültürü gerçekten bambaşka bir kültür. Hem iş hem özel hayatta deneyimleme fırsatı bulduğum için kendimi çok şansli hissediyorum. 6 ay Japonya’da yaşadım. İnsanlari, önceliklerini, Japon kültürünü yakından tanıdım ve üstelik Japonca öğrendim.
İs hayatında oldukça farklıyız diyebilirim. Bizim kültürümüzde sonuç odaklı bir düşünce sistemi varken, Japonlarda bu tam tersi işliyor. Bir iş yapmak için detaylı bir şekilde planlar yapılıyor. Hiçbir ayrıntı gözden kaçırılmıyor. İşin planlanmaya işin gerçekleşme sürecinden daha fazla vakit harcanıyor ve tabi ki en önemlisi işin sonunda tatsız sürprizlerle karşılaşma olasılığınız çok düşük bir ihtimal. İlişki yönetimine gelince, karşılıklı olarak birbirinizi anlamak icin çaba sarfettiginizde hiçbir fark kalmıyor.
Eminim pek çok çalışanınızla pozitif iletişim halindesiniz. Sizinle çalışmamış olsam da bunu hissedebiliyorum. Ekibinizle geniş aile ortamını nasıl canlı tutuyorsunuz?
Karşılıklı saygı ve hoşgörü ile, zor zamanlarinda yanlarında olduğumu hissettirerek canlı tuttuguma inaniyorum. İş dışında da birçok organizasyonda birlikte zaman geçirme fırsatımız oluyor bu da bizi birbirimize daha cok yakınlaştırıyor.
Peki, bu kadar iş yoğunluğunda çalışırken diğer yandan kendi kariyerinizi nasıl yönettiniz?
Denge çok önemli sanırım. Hayatımdaki öncelikleri belirledim ve dengeli bir şekilde zaman ayırmaya çalışıyorum. Bütünü oluşturan her bir parça önemli. Bir tarafa gerektiğinden fazla ağırlık verirsem dengenin bozulacagını düşünüyorum. Yani özel hayatınıza fazla zaman ayırdığınızda direk iş hayatınız olumsuz etkilenir ve yine aynı şekilde profesyonel hayatınıza fazla yöneldiğinizde ilk başta başarılı gibi görünseniz de, sürdürülebilirliği mümkün olmadığı için ilerde mutsuz olursunuz. Tum bunlar olup biterken hedefinizi gözden kacırmamalısınız ve doğru yolda ilerlediğinizden emin olmalısınız.
Farklı iş süreçlerinden sorumlusunuz ve eminim çok yoğun bir iş hayatınız vardır. Bir de oğlunuz Emre var tabii. İş ve özel yaşamda dengenizi nasıl kuruyorsunuz? Bir yönetici/lider olarak sosyal kimliğinizden de bahseder misiniz?
Yoğun çalışma temposunun sosyal hayatımı sekteye uğratmasına izin vermiyorum, en azından çoğu zamanJÖncelikle mutlu, sağlıklı ve motive bir birey olmak gerekiyor. İşte burada özel hayat devreye giriyor. Sevdikleriniz ile zaman gecirmek, hobileriniz, spor yapmak, gezmek sizi sarj ediyor ve çalışma hayatınızda size güç veriyor.
Beni motive eden en önemli varlık, oğlum. Onunla geçirdiğim zamanlar çok kıymetli ve mümkün olduğunca kaliteli zaman geçirmeye çalışıyorum. Onunla çocukluğumu tekrardan yaşıyorum. Beraber bisiklete biniyoruz, kayak yapmaya gidiyoruz ve yemek yapıyoruz. Bu arada yemek yapmak, en sevdiğim hobilerim arasında geliyor. Klasik yemeklerin dışında, değişik tatlar yakalamak için denemeler yapmak bana ayrı bir keyif veriyor. Bir de insanların yaptığım yemekleri yerken yüzlerinde gördüğüm memnuniyet beni ayrıca mutlu ediyor.
Bunun yanında hayatımın önemli bir bölümünü spor kaplıyor. Sporda başarı için disiplin ve istikrar gerekiyor. Bu doğrultuda düzenli olarak spor yapmak iş hayatındaki başarıya da katkı sağlıyor. Sizi fiziksel olarak kuvvetlendirdiği gibi ruhsal olarak da dinlendiriyor ve kendinize olan güveninizi arttırıyor.
Son olarak mühendisler için gelişim önerileriniz nelerdir?
Gelişim aslında bir değişim hikayesidir. Hayatta herşey değişiyor ve başka birşeye evriliyor. Benim mühendis arkadaşlarım için önerim, sürekli olarak dünyada olup bitenleri yakından takip etmeleri, değişimin hızına ayak uydurmaları ve adapte olabilmeleri.. Asla değişim rüzgarının arkasında kalmasınlar. Günümüz dünyasında endüstri 4.0 ile gelecekte bir çok konu değişecek, evrilecek ve farklı bir dünya bizleri bekliyor olacak.
Bu da Benden Olsun
Oğuz ve Mira sizlerin kariyeri nasıl olacak? Hangi mesleği seçeceksiniz, neleri tercih edeceksiniz? Şimdiden güçlü yanlarınızı görebiliyorum ve elimden geldiğince desteklemeye çalışıyorum. Gelişiminiz, mutluluğunuz benim için çok önemli. Tercihleriniz sırasında fikir de vereceğim. Hayattaki tercihleriniz ne olursa olsun, düştüğünüzde ve yükseldiğinizde ben hep yanınızdayım. Sizi çok seviyorum.
KARİYERİNİZ PARLASIN
Kurumsal ve bireysel danışmanlık talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.
ESRA KEMER
Kariyer Gelişim ve İnsan Kaynakları Danışmanı
Instagram : esra__kemer
Facebook : Esra Kemer - CVCheckup