Bu deyimi oldum olası çok sevmişimdir. TDK’ ya baktığımda bu deyimin anlamı “ birinin davasını ondan çok savunur olmak” şeklinde ifade edilmiştir. Ekşi sözlük “kralın tenezzül etmediği, gerek görmediği olayların gerekli olduğuna diğer insanları inandırmaya çalışan, prim verilmemesi gereken zihniyet. – estranged”
Kralcı olmayı sevmem ve hiç de olmadım. Herkesin kendine ait bir duruşu, hayat-kariyer görüşü var ve olanlara da laf edemem. Yeri geldiğinde "Kral çıplak" demek daha etik bir davranış, ister özel ister iş hayatı olsun.
İş hayatında kralcı olanlar mevki, para, güç, ün gibi unsurları çok çok severler ve bu ögelere sahip profesyonellerin/ çevresinde yani patronların ve yöneticilerin yanında yer alırlar. “Elbet benim de zamanım gelecek” diye işini en iyi şekilde yapmak yerine, kendini pazarlayacak ve tabii ki satmak için yer ararlar.
Toplantılarda, iş görüşmelerde daha kral konuşmadan düşüncelerini ifade etmeyen kralın yerine kral gibi konuşurlar, davranırlar. Kralın gücünü savunan, her şeyi bildiğini iddia eden profesyonellerdir. Aslında çalışma hayatına baktığınızda bu tip çalışanların olduğunu ve hatta sizin de karşınıza çıktığını, çalışma hayatınızı etkilediğini görürsünüz. Bu tipler bence etik davranmayan profesyonellerdir. Geçmişte başına ne geldiyse güçlü pozisyona geçtiği anda aynısını, hatta daha fenasını yapar çevresindekilere. Kendinden daha iyi profesyonellerin karşısında duruyorlar…
Aslına bakarsanız bu tiplerin çevresini sardığı kralların kendilerini daha da kollaması gerekiyor. Bu anlamda yöneticilerin kendilerini ve işlerini akıllarıyla ve mantıklarıyla yönetmesi gerekir. Kral duruşlarına dair hedeflerine göre davranmalı, markasını iyi korumalıdırlar.
İş hayatına baktığınızda çalıştığınız yerler ve isimler bu yolun birer parçasıdır. Çalıştığınız işyerlerinin yanında da size insanlar yol arkadaşlığı yapar. Çalıştığınız ortamı-şartları-hiyerarşiyi oluşturan, politikasını belirleyen yönetenlerde yine birer bireydir. İlişkilerin önemi burada iyice artıyor. Sizi işe alan insan, bırakıp gittiğiniz insanlardır ve yine parlamanızı-sönmenizi sağlayan yine insanlardır.
İş hayatında kraldan çok kralcı olanlar sizi zorlayan insanlardır. Kralcılar krala, bakın biz sizi düşünüyoruz, sizin için neler yapıyoruz, sizin dediğiniz olsun, siz en iyisiniz derken, bu sanatı beceremeyenler bir şekilde işini en iyi yapmaya devam ederler. Kralcılar işlerini yönetemezler ama krallarını yapamadıklarını gizlemek adına en iyi şekilde övgüye ve laf kalabalığına boğarlar.
İşte bu aşamada ister kral olun ister yönetici/patron karşınıza gelen her problemi duygularınızla yönetmemelisiniz. Duygular iş hayatının içine girdiğinde yanlış yönetme riskiniz artar. Resmin bütüne bakıp problem çözme yetkinliklerinizi ve kriz yönetim becerilerinizi kullanmalısınız. Gerçekleri görmek adına bazen kulaklarınızı tıkamalı işinizi, yani markanızı, yani kendinizi aklınızla yönetmelisiniz.
Kralcı olmak bir sanat ancak bu sanatı icra ederken etik değerlere önem vermeyen, hırsına yenik düşmüş, gözünden hırs akan ve arkadan kuyu kazan birey olmamak şart. Bu sanatı icra ederkende düzgün olmaya çalışılmalı... Bir gün sizi tutmayan krallarla karşılacağını, kralıcılık oynadığı insanlarla biryerde karşılaşacağını düşünebilmeli.
Peki kralcı olmayanlar, başı dik bir şekilde yola devam eder…
Soru ve talepleriniz için e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.
KARİYERİNİZ PARLASIN….
ESRA KEMER
CV ve Kariyer Danışmanı, İnsan Kaynakları Profesyoneli