Anksiyete Bozuklukları
Çocuklarda zaman zaman strese karşı savunma olarak kaygı yaşar. Hafif düzeyde kaygı, bu kaygının olumlu davranışa dönüştürmesine yardımcı olabilir. Örneğin münazara çalışması için konuyla ilgili araştırma yapan öğrenci; hazırlanmak, topluluk önünde konuşmak gibi zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olabilir çünkü kişi araştırma sonucu öğrenecek olduğunun bilincindedir. Bununla birlikte, kaygı sürekli olarak mevcut olduğunda ve tanıdık faaliyetler veya durumlardan irrasyonel bir korku gibi göründüğünde, artık bir başa çıkma mekanizması değil; daha çok engelleyici bir durumdur (Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü (NIMH)). Örneğe bağlı olarak, bilgi sahibi olmak kişiyi rahatlatmaz. Sosyal ve iletişim olarak da savunmasız hissedebilir.
Anksiyete bozuklukları genellikle çocuklukta 6 yaşında veya ergenlik döneminde başlar ve günlük uğraş performansını önemli ölçüde etkiler. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM) 5 tür anksiyete bozukluğu tanımlanır: Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), sosyal veya spesifik fobiler, panik bozukluk ve yaygın anksiyete bozukluğu. Yaygın semptomlar ise şunlardır:
-Aşırı, açıklanamayan endişe,
-Endişeyi yönetmede zorluk,
-Huzursuzluk veya açıklanamayan sinir enerjisi,
-Kolay yorulma,
-Konsantrasyon zorluğu veya düşünce kaybı ("zihin boşalır"),
-Sinirlilik,
-Kas gerginliği,
-Uyku bozuklukları
Ergoterapistler, okullarda, topluluklarda ve ev de dahil olmak üzere çeşitli ortamlarda çocuklarda anksiyete bozukluklarının ele alınmasında önemli bir rol oynar. Her ortamda müdahale, rutinlerin ve alışkanlıkların oluşturulması, optimal düzeyde uyarılma veya rahatlama sağlayan eğlenceli aktiviteler ve mesleki performansı artırmak için semptomları yönetme stratejileri dahil olmak üzere bir dizi alana odaklanabilirler. Bu hizmetler, çocukların benlik saygısı geliştirmelerine ve aile üyeleri, okul personeli ve akranlarıyla destekleyici ilişkiler kurmalarına yardımcı olur.
Ergoterapistler, anksiyete bozukluğu olan çocukların aktivite performans ihtiyaçlarını karşılamak için öğretmenler ve diğer okul personeli ile ve aile üyeleriyle birlikte çalışma konusunda kritik bir rol oynar.
Anksiyete Bozuklukları Katılımı Nasıl Etkiler?
Kaygı belirtileri, çocuğun okul etkinliklerine, seçilen aktivite ve sosyal fırsatlara katılma becerisine müdahale edebilir. Başarısızlık korkusu, panik atak geçirme endişesi ya da utanma korkusu, çocuk harekete geçmeyi istese bile katılım eksikliğine yol açabilir. Bu deneyimler sosyal izolasyona yol açacağı gibi tüm yaşam becerileri alanlarında düşük aktivite performansıyla sonuçlanabilir.
Anksiyete Bozuklukları Duygusal Sağlığı Nasıl Etkiler?
Sosyal durumlara ve aktivite katılımının azalması, düşük benlik saygısı duygularını şiddetlendirebilir; çocuğun benlik imajını bozabilir ve alışkanlıkları, rutinleri ve yaşamdaki rollerini bozabilir. Genel yaşam kalitesi ve altta yatan semptomlar nedeniyle iyilik hali etkilenir.
Aktivite Performans
Anksiyete bozuklukları yaşayan çocuklar, aşağıdaki performans alanlarında zorlanabilirler:
Sosyal Katılım
-Tanıdık olmayan bir ortamda bulunma, kendilerini utandırma veya panik atak geçirme korkusu nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınabilirler.
-Rahatsız olduğunda kaçabilirler.
-Diğer çocuklara sinirli ve ulaşılmaz görünebilirler.
-Belirtileri yönetmenin bir yolu olarak geri çekilmeyi seçebilirler.
-Genel süreç, sosyal aktivitelerden zevk almayı engeller.
Günlük Yaşam Aktiviteleri
-Aşırı endişe, zayıf konsantrasyon, yavaş bilgi işleme ve yorgunluk günlük rutinleri ve banyo, tuvalet, giyinme ve yemek yeme görevlerini yerine getirme becerisini bozabilir.
-Zayıf, ilgisiz güne başlama ve düşük motivasyon gösterebilirler.
Eğitim
-Teneffüslerde ve kantinde sosyal izolasyon potansiyeli gösterirler.
-Bilgiyi konsantre etme ve işleme zorluğu, faaliyet katılımını, talimatları anlama ve takip etme becerisini ve görevlerin tamamlanmasını engelleyebilir.
-Endişe verici düşüncelerin araya girmesi nedeniyle düşünce trenini kaybedebilirler.
-Genellikle sınıfta yüksek sesle konuşmaktan veya kendilerine dikkat çekmekten kaçınırlar.
Çalışma
-Çevreyle etkileşime ihtiyaç duyulan ve/veya çevrenin yoğun ve öngörülemez olduğu çalışma ortamlarından kaçınabilirler.
Oyun/ Serbest Zaman
-Tek başına ya da güvenilir arkadaşla tanıdık/rutin işlere girme eğilimi gösterirler.
-Rahatlamakta ve eğlenmekte güçlük çekebilirler.
Uyku/ Dinlenme
-Endişe nedeniyle kesintiye uğrayabilir; bu da gündüz yorgunluğuna neden olabilmektedir.
Süreçte, ebeveynler/ bakım verenler iyi gözlemde bulunmalı; bu gözlemlerin ışığında iyilik halinin artırılması ve bağımsızlığın geliştirilmesi için ergoterapi müdahalesine başvurulmalıdır.