13.10.2020 - 16:13 | Son Güncellenme:
Genetik geçişli bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğu düşünülen endometriozis, kadınlarda kısırlığa varan sorunlara sebep olabiliyor. Endometriozis, rahim içini döşeyen, endometrium olarak adlandırılan dokunun rahim dışında da bulunmasıdır. Endometriozis çoğunlukla yumurtalıklar, yumurtalık kanalları (tüpler) ve rahmin dış yüzeyinde görülür. Nadir olarak vücudun diğer bölgelerinde de görülebilir. Rahim içi doku menstrual siklus (adet siklusu) boyunca östrojen ve progesteron hormonlarının etkisi ile değişiklik gösterir. Östrojen hormonunun etkisi ile büyüyüp gelişen endometrium, menstrual siklusun ikinci yarısında östrojen ve progesteron hormon düzeylerinin düşmesi ile dökülmeye başlar. Dökülen endometrial doku menstrual kanama (adet kanaması) ile atılır. Endometriozis hastalığında, rahim dışına yerleşen endometrial dokularda da hormonal uyarılara bağlı değişiklikler görülür ve kanama olur. Bu kan, çoğu zaman atılamadığı için birikerek etraftaki doku ve organlara zarar verir.
Endometriozis kısırlığa neden olabilir
Endometriozis, jinekologların en sık karşılaştığı problemlerden biridir. Üreme çağındaki sağlıklı kadınların yüzde 5'inde görülen endometriozis, çocuk sahibi olamayan kadınların yüzde 35-40'ında görülür. Endometriozis, özellikle üreme çağındaki kadınlarda görülür. Yani adet kanamalarının başlamasından itibaren menopoza dek geçen süre içerisinde endometriozis hastalığına rastlanır. Endometriozis hastalığının başlaması ve ilerlemesi için yumurtalıkların fonksiyonel olması gerekir. Endometriozis hastalığı en sık 30-40 yaşları arasındaki kadınlarda görülmesine rağmen son yıllarda 20'li yaşlarda da oldukça sık teşhis edilmeye başlamıştır.
Yapılan çalışmalar endometriozis hastalığının genetik veya ailesel bir faktöre bağlı olduğunu göstermiştir. Annesinde veya kız kardeşinde endometriozis hastalığı olan kadınlarda endometriozis görülme olasılığı yedi kat daha fazladır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemesine rağmen immün sistemin (bağışıklık sisteminin) o dokuları tanıyarak yok edebilmesindeki bozukluğun genetik geçişle olabileceği düşünülmektedir. Ailesinde endometriozis hastalığı olan vakalarda hastalık daha fazla yayılma ve ilerleme eğilimi gösterir.
Endometriozis yaraları, yumurtalıklar üzerinde kanamalar yapar, hastalık ilerleyince bu kanamadan dökülen hücreler yumurtalık dokusu içine yayılır. Pıhtılaşmış koyu renk kan ile dolu kistler oluşur. Bunlara çikolata kisti veya endometrioma adı verilir.
Tüp bebek tedavisinden önce tedavi edilmelidir
Endometriozis yaralarının laparoskopi ile görüntülenmesi en güvenli teşhis metodudur. Hastanın tıbbi hikayesi endometriozisi düşündürebilir ve yapılan muayenesi ile ön tanı desteklenebilir. Fakat kesin tanının konulabilmesi için endometriozisin direkt olarak görüntülenmesi gerekir. Bu işlem eskiden laparotomi dediğimiz açık ameliyat ile yapılırken günümüzde laparoskopik olarak endometriozisin kesin tanısı konulabilmektedir.
Karın boşluğunda bulunan ve organların birbiri üzerinden kaymasını sağlayan sıvı, periton sıvısı olarak adlandırılır. Endometriozisin varlığında bu sıvının içinde bulunan hücreler ve sıvının biyokimyasal içeriği değişir. Karın içerisindeki sıvının miktarı artarken, içinde iltihaplı hücreler ve prostoglandin düzeyi de artar. Bu değişiklikler yumurtalıkların ve fallop tüplerinin fonksiyonlarını etkiler. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, endometriozis varlığında periton sıvısının embriyolar için toksik etkiye sahip olduğunu ve embriyo gelişimini erken safhada durdurduğunu göstermiştir. Bu sebeple endometriozis hastalarının doktorları ile yakın takipte olmaları önerilir.
Kimlerde daha sık görülür?
Gebeliğin endometriozise karşı koruyucu etkisi olduğuna inanılır. Gebeliğin daha ileri yaşlarda elde edilebilmesinin endometriozisin bir nedeni değil, sonucu olduğu da düşünülür. Menopozdan sonra yumurtalıklarda östrojen hormonu üretilmediği için endometriozis görülmez. Fakat menopoz sonrası hormon tedavisine bağlı olarak veya aşırı kilolu kadınlarda vücuttaki yağ dokusunda üretilen östrojenin etkisi ile bu dönemde endometriozisin başladığı veya devam ettiği vakalar görülebilir.
Bilimsel çalışmalar; endometriozis vakalarının ancak yüzde 1-2'sinde endometriozis odaklarının olduğu yerlerde kanser geliştiğini göstermiştir. Fakat endometriozis hastalığı olmayan kadınlarda da aynı sıklıkta kanser görüldüğü için, endometriozisin kansere dönüşmediği kabul edilir.
Regl dönemleri erken yaşta başlayan ve düzenli olan kadınlarda, endometriozis hastalığı görülme olasılığı daha yüksektir. Bunun yanı sıra endometriozis hastalığı olan kadınlarda da adet döngüleri genellikle kısa sürer. Bu kadınların birçoğu regl sırasında şiddetli ağrıdan yakınır. Şiddetli ağrısı olan kadınlarda endometriozis görülme olasılığı dört kat daha fazladır. Yapılan çalışmalarda, regl kanaması bir haftadan daha uzun süren kadınlarda endometriozis görülme riskinin 2,5 kat daha fazla olduğu saptanmıştır.
Op. Dr. Seval Taşdemir