Hayatın içinde olan her şeyin bir enerjisi vardır. Enerji dinamiktir. İçindeki her şey dinamik bir enerjiyle devinirken yaşamın ruhu sürekli beslenir ve çoğalır. Bizler yaşamın içindeki en dinamik varlıklar olarak yaşamın ruhu ile bağ kurarak enerjimizi çoğaltıp varlığımızı besleyebiliriz.
İhtiyacımız olan, aradığımız her şey yaşamın içinde. Onun dinamik ruhuyla uyum, yaşamaya niyet ettiğimiz her şeyin kalbiyle ve enerjisiyle uyum demektir. Hayat içinde iyiden kötüye, vardan yoka, acıdan neşeye her şeyi barındırır. İnsan, yaşamda tarafını seçme özgürlüğüne sahiptir.
Ne ve nasıl yaşayacağımızı seçmenin öncelikli adımı hayatı tüm renkleri ve ritmiyle kabul etmektir. Kaçınmak çekilmeyi getirebilir. “Acı ve kederin varlığını kabul ediyorum ve neşeyi seçiyorum” “Fakirliğin, parasızlığın varlığını kabul ediyorum, kazanmayı ve kazancımı verimli kullanmayı seçiyorum” yaklaşımı seçimlerin zeminini olgunlaştırmaya yardımcı olur.
Tüm kavramlar, erdemler, maddi manevi her şeyin enerjisi vardır. Frekansınızı yaşamaya niyet ettiğiniz olgunun enerjisi ile uyumlarsanız gerçeklik oluşmaya başlar. Yani ikinci adım yaşamaya niyet ettiğiniz gibi hissetmek, düşünmek ve konuşmaktır.
Hak ve sorumluluk yassı gereği her düşünce eylemini bulmak ve dinamik enerjiye dönüşmeli ki yaşamın parçası olsun. Üçüncü adım yaşamaya niyet edilen hale uygun hareket etmektir. Acıdan kurtulmak için neşeye ihtiyaç vardır. Acıtan anıların içinde kaybolduğunuz sürece neşe tarafına geçemezsiniz. Suni de olsa güldürecek şeyler izleyin, okuyun, dinleyin. Zamanla neşe yaşamın bir parçası olur ve neşelendirecek olaylar üretir. Frekansınız ne ise tek gerçeklik odur ve hep kendini gerçekleştirir.
Yaşamın kalbi ve dinamiği ile pozitif bağlar kurmanıza niyet ediyorum.
Sevgi ve şifayla kalın,
Ebru Demirhan