İçine doğduğunuz aile, toprak ve doğum şekliniz tamamen bir tesadüf gibi gözüküyor olabilir. Oysa arkasındaki dinamikler ve ruhsal seçimler bu dizaynın bir parçası. Sperm ve yumurtanın buluşmasından doğuma kadarki sürecin tüm yaşama olan etkisi büyük. Aynısı doğum hikayelerimiz için de geçerli.
Erken doğum, bebeğin ters gelmesi, kordon dolanması ve her türlü zor doğumun bilinçaltı bir tetikleyicisi ve duygusal bir izi oluşur. Zor doğumla dünyaya gelenler zorluğu normalleştirip her zaman en zoru seçebilirler. Erken doğanlar zamanla uyumda sorunlar yaşayabilir. Normal doğum zamanını geçirenler, büyüdüklerinde “her şeye geç kaldım” duygusuyla bocalayabilirler. Anne kendini güvende hissetmediği yerde ve koşullarda doğum yaptığında bebeğe de akan güvensizlik hissi, onun çocukluk, gençlik ve yetişkin hayatı için önemli bir konuya dönüşebilir. İnsan sayısı kadar çok ihtimal sayılabilir. Bu saydıklarım çok sık rastladıklarımız.
Doğum hikayesinin dışında bir diğer önemli faktör dünyaya gelmiş olmak fikriyle barışabilmektir. Doğmuş olmaya kötü kader, ebeveyn bencilliği, cehalet, haksızlık gibi negatif anlamlar yüklenmiş olsa da değiştirilemeyecek olan gerçek artık hayatta olunduğudur. Bu gerçek değişmez fakat buna yüklenen anlamlar değiştirilebilir.
Doğmuş olmaya olan öfke kişiyi yaşamayı reddetmeye ve her şeyle öfke bağı kurmaya götürebilir. Hayata, düzene, doğuranlara olan öfkeyle yaşamak yorucudur. Savaş ve meydan okumalar bitmek bilmez. Bilinçaltı bir eğilimle kendisini dünyaya getiren ebeveynlerini cezalandırma ihtiyacı ile hareket başlar. Kişi hiç fark etmese de en büyük cezayı hep kendine verir.
Doğmuş, doğurulmuş olmaya, hayata gelmiş olmaya olan öfkenin yerini daha huzurlu duygulara devretmek mümkün. Önemli olan bunu fark etmek ve sonlandırmaya istekli olmak.
Kadim bilgide doğum ve ölüm kutlanır. Her ikisi de neşeye dönüştürülür, neşeyle dönüştürülür. Doğumla yaşamın başlangıcı, ölümle de yaşam deneyiminin tamamı onurlandırılır.
Doğmuş olmakla barışmak, doğumunuzu şifalandırmak ve varlığınızı onurlandırmak için gelin birlikte bir adım atalım. Şu cümleleri kalbinize de sindirerek tekrarlayarak başlayabilirsiniz:
“Ruhumun dünyada olma seçimiyle barışıyorum. Bana ait olan tüm enerjimi yanıma alarak dünyaya doğdum. Huzura, neşeye, sevgiye, bolluk-berekete, kendim olmaya doğdum. İyi ki doğdum.”
Hayatın yol göstericiliğine inanın.
Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com
@ebrudemirhan.ytm