Bir süredir hem danışanlarımızla hem arkadaşlarla olan sohbetlerimizde fark ediyorum ki değişim yasası orjinalinden uzak bir biçimde anlaşılıyor ve yorumlanıyor. Ben değişirsem nelerin değişebileceğine birlikte göz atalım.
Değişim doğanın ve insanın özünde var. Sürekli olarak değişiyoruz. Mevsimler, hava, zaman değişiyor. İnsanlar anne rahminden ölüme kadar nasıl da değişiyor. Damak tadımız değişiyor, fikirlerimiz değişiyor.
Ruhsal bilginin yayılımı arttığından beri “sen değişirsen her şey değişir” bir slogan gibi dilden dile yayılıyor. Bu ifadede bir sorun olmadığına inanıyorum. Sorun bu bilgiyi kendimiz için kullanmayı bıraktığımızda başlıyor.
Benim değişmem demek bendeki dinamiklerin herhangi birinde bir dönüşümün başlaması demek. Örneğin fikrim değişir. Ardından ona bağlı olarak duygum değişir, davranışım değişir, bakış açım değişir. İfadem değişir. Hepsiyle birlikte enerjim değişir. Ben değiştiğimde kendim için ürettiğim tüm öznel tanımlar, yöntemler değişir. Hayat genel bir kavramın adı olsa da hepimizin hayatı kendi öznel yaşantılarımızın ürünüdür. Ben değiştiğimde yeni halimle yeni bir öznel deneyim yaratmaya başlarım ve hayatım değişir. İlişkilerime benim sunduğum katkı değişir. Bu da ilişkinin yapısında değişiklik üretir.
Değişimi başkasını değiştirecek bir yöntem gibi görerek hareket etmek ise çok farklıdır. Eşim değişsin, çocuğum değişsin, annem değişsin diye ben değişeyim dendiğinde tabiri caizse bir tür rüşvetçilik devreye girer. Odak kişinin kendisinden uzaklaşarak başka bir insana kayar. O kişi kendini değiştirmeyi istemiyor olabilir. Bu noktada had aşımı ve müdahale vardır. Herkes sadece kendinden sorumludur ve tek değiştirebileceği kişi sadece kendisidir. Son derece iyi niyetle de olsa başka bir kişinin değişmesini istemek ve o kişiyi değişime itmek onun kendiliğine saygı duymamaktır. Özünde saygıyı yitiren ilişkiler sağlıklı devam edemez.
Değişim yasasının bilgisi bir müdahale aracına dönüştürüldüğünde sonuç arzulanan sonuçla uyuşmaz. İlişkiler ve iletişim çoğunlukla daha da karmaşıklaşır. Saygı kaybolur, beklentilerse başa çıkılamaz bir hale gelir. Hayal kırıklıkları kaçınılmazdır.
Ben değiştiğimde örneğin babam değişmeyecektir. Benim aramızdaki ilişki ve iletişimi algılayışım ve yorumlayışım değişir. İşte bu noktada ilişki değişmiş olacaktır. Çünkü ben artık o ilişkiye daha farklı bakarım, karşıdan geleni farklı değerlendiririm ve ilişkide farklı davranmaya başlarım.
Hatırlayalım ki ben değiştim diye kimse değişmek zorunda değildir. Değişim ihtiyacı sadece kendi içimizden geldiğinde değişimde içimizde başlar ve sürer. İçsel frekansımız değişir, dışa doğru yaydığımız frekans değişir. Böylece kendi yarattığımız dünyalarımız değişir.
Hayatın yol göstericiliğine inanın.
Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,
Ebru Demirhan
@ebrudemirhan.ytm