Pandemi döneminde hızlıca sanal ortama uyumlandık. Her şey sanal ortamda ilerlemeye başladı. Eğitimler ücretsiz ya da küçük karşılıklarla herkese açıldı. Olması gerektiği gibi oluyor, bilgi özgürleşiyor. Bilgiye, anlatana doymaya başladık. Sosyal medya günün her saatinde canlı yayınlarla hayatımızın daha da vazgeçilmezi oldu.
Bilgiyi kullanıp bilgeliğe dönüştürebiliyor uyuz? Ulaşmaya çalıştığımız, randevu alamadığımız, zamanımız uysa parasını düşündüğümüz eğitimler önümüze açıldı. Tam olarak nasıl faydalanıyoruz?
Bilgeliğin dışarıdan geldiğine, birilerinin bir şeyler öğretip yol göstereceğine inanıyoruz insanlık olarak. Bilgelik insanın doğasında var. 21 yüzyıldır yaşayan bir insanlık olarak gördük, yaşadık, anladık, biriktirdik. İçimizdeki DNA’da tüm insanlık tarihinin kısa olmayan hatta uzun ve detaylı tarihi var. Hepimiz bilgeyiz, bilgi doluyuz. Kullanıp kullanmama seçimlerimizle birlikte elbette.
Aldığınız bilgilerin kullanılabilir olmasına, hayatınızda onlara yer açmaya özen göstermenizi öneriyorum. Bilgi alınır ve içinizde biriktirilirse tozlu bir kütüphaneye dönebilirsiniz. İşinize yaramadığı gibi gereksiz bir ağırlık yapar ve yaşam enerjinizi azaltır.
Bilgimi ve bilgeliğimi kullanıyorum.
Bilgiyi en verimli şekilde hayatıma alıyorum.
İçimdeki bilgelikten faydalanıyorum.
Bu olumlamaların yaklaşımları bilgi, bilgelik ve benlik bağlarını kurmanıza yardımcı olacaktır. Her şey ihtiyaç olduğu kadar alınmalıdır, bilgi de öyle.
Bilgeliğinize saygı duyuyor, herkes için şifa olmasına niyet ediyorum.
Sevgilerimle,
Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com