Günlük rutinin içinde birçoğumuzu zorlayan ve zamanı verimli kullanmamızı engelleyen bir duygudurumudur oyalanmak. Bir an önce kurtulmak isteriz fakat o da zamanla oyalanmaya döner, kendi içinde kaybolan zamanlar üretmeye devam eder.
Oyalanmak aileden öğrenilmiş, atalardan miras alınmış olabilir. Atalardan miras almak tanımını genetik aktarım gibi de kullanabilirsiniz. Dünyaya gelirken bağlı olduğunuz ataların çoğunda oyalanmak varsa sizin için de kullanıma hazır bilgi olabilir. Ailede öğrenmenin çeşitli yolları vardır. Mükemmeliyetçi ebeveynlerle büyüyen çocuklar tepki olarak oyalanmayı seçebilirler. Başarısız olma korkusu genellikle oyalanma hali üretir. Hata yapma korkusu ve kaygısı oyalanmaya sebep olur. Kişiler sevmediği fakat yapmaya mecbur olduğu işlerde de oyalanır.
Bazı insanların da doğal yapısında oyalanmak vardır; kendilerinden getirirler ve oyalanadururlar. Zaman, emek, fırsat, süreç, beklenen sonuçların kaybolmasına ya da azalmasına sebep olur oyalanmak. Kişiler “Oyalanmadan yapacağım” diyerek işe başlar fakat bir yerde asıl yapılması gerekenin yerine başka şeyler yaparken bulur kendini.
Seanslarda birçok insanı oyalanma kültürü ile devreye almak ve sonra da yapsa olacak işleri vaktine, önceliğine göre yerleştirmek üzerine çalışıyoruz. Örneğin evde temizlik yapmayı sevmeyen kişi temizlik yapmak yerine film izler, telefonda konuşur, ev daha da kirlenir ve kendine kızmaya başlar. Derken temizliğe başlayınca da bitiriverir. “Bundan sonra temizliği vaktinde yapacağım der” fakat yeniden temizlik vakti gelince yine oyalanacaktır. Yapılması gereken iş vaktinde yapıldıktan sonra diğer tüm aktiviteler keyifle hayatta yerini alacaktır.
İnsanı çok yoran, yaşam tarzına dönüşmüş bu halden çıkmak için çok radikal kararlar alınması gerekiyormuş gibi davranılır ki bu da oyalanmanın parçasıdır. Bir günde tüm hayatınızı değiştiremezsiniz. Yapmaya kalktığınızda egosal sisteminiz bildiğinin dışına çıkacağı ve o alanda ne yapacağını bilmediği için her şeyi durdurabilir. İçsel çatışma yaşanabilir.
Süreci dönüştürebilmek için;
· Öncelikle “Tam da vaktinde hareket etmek” prensibini benimsemenizi öneririm.
· Dilinizden “Oyalanıyorum”, “Oyalanıyorsun” ifadelerini çıkarın ki bilinçaltınızı yeni harekete ortak edebilesiniz.
· Küçük işlerden başlayın. Örneğin ne zamandır düzenlemek istediğin çekmeceden başlamak gibi...
· Aklına gelen işlerden en kolay olanlarını “Tam da vaktinde yapıyorum” cümlesi ile tamamlayabilirsin. Bu cümle ve hareket birbirini tamamlayınca bilinçaltı ve zihin oyalanmayı azaltacaktır.
· Hata yapabilirsiniz, başarısız olabilirsiniz. Her biri öğrenmenin ve gelişmenin parçasıdır.
· Kendinizi olduğu gibi sevin ve kabul edin. Oyalanmayı bildiğiniz gibi tam vaktinde yapmayı da biliyorsunuz.
Sevgi ve şifayla kalın.
Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com