Hastalık, mesajdır. Bedenin “içinde bir şeyler yolunda değil” ifadesidir. Her hastalık şifaya açılan kapıdır. Duygular ve düşüncelerdeki negatiflikler hastalık için zemin oluşturabilir. Yoğun korku, kaygı, endişe, öfke üreten olaylar, kişiler hastalık için etkendir. Her hastalık bedenin kendisini anlatma yöntemdir. Beden hastalık öncesinde sinyaller verir. Onunla irtibatta olarak hastalık öncesindeki mesajları iyi okuyarak muhtemel negatif durumları oluşmadan çözebiliriz.
Örneğin gerçekleştirmek istediğiniz projeniz var. Planlama yaparken yoğun güzel duygularla birlikte oluşan endişe harekete geçemenizi engelliyor. İçiniz koşuyor fakat beden onunla uyumlanamıyor. Bu karmaşa ve çelişki sağ diz kapağında soruna yol açacaktır. Bu karmaşayı fark ettiğiniz an bedenle konuşarak dizi hastalıktan kurtarabilirsiniz. “… projemi / tezimi / hayalimi gerçekleştirmek için harekete geçmeye niyet ediyorum ve her şeyi kendi zamanına bırakıyorum” gibi cümlelerle bedeni sakinleştirebilirsiniz. Beden taşımak istemediği tüm yükleri hastalıkla anlatır. Yani konuşur.
Hastalık ifade iken şifa bir şeyi orjinaline, en doğal haline getirmek demektir. Onarmak, iyileştirmek, negatifi pozitif ile yer değiştirmek demektir. Şifa bizim doğamızda vardır. Hepimiz farklı oranlarda şifayız.
Bedenimizde konuşmak ve şifaya yönlendirmek mümkündür. Dışarıda her şeyle konuşuyoruz. Evcil hayvanlarımızla, çiçeklerimizle, tanıdığımız ve tanımadığımız kişilerle … konuşup duruyoruz. Neden bedenimizle konuşmayalım. Içimizde iç içe çalışan bir dolu sistem var. Dışımızdaki dünyayı anlamak için bu sistemleri tanımaya, anlamaya ve onlarla iletişim kurmaya ihtiyacımız var. Kendi bütünlüğümü iletişim kurarak kabul edersem yaşam ve içindeki her şey beni bütün olarak kabul eder. Dışarıdan beklediğim saygıyı bedenime, organlarıma, hücrelerime göstererek kendimde olgunlaştırdığım duyguyu hayattan toplarım.
Bedenlerimizi anlamaya, şifa olmaya ve yaşamın enerjisi ile uyumlanmaya niyet ediyoruz.
Sevgi ve şifayla,
Ebru Demirhan