Kendi başına kalmak ve yalnızlık birbirine çok karıştırılabiliyor. Çoğu kişiye de korkutucu geliyor. Peki kendi başına kalmanın özü nedir?
Yalnızlık paylaşımsız kalmak, hayattan uzaklaşmaktır. Kendi başına olmak ise kendinle baş başa olabilmektir. Duygularımızla, düşüncelerimizle, yaşadıklarımızla, öğrendiklerimizle, anılarla ve özümüzle birlikte olmaktır. Hayatın içinde yaşarken, ilişkileri sürdürürken, paylaşımlar devam ederken de kendimizle baş başa olabiliriz.
Kendi başına kalmak insanları korkutur çünkü kendimizle baş başa kaldığımızda bakacağımız, göreceğimiz tek kişi kendimiz oluruz. En derinimize ulaşabiliriz. İçimizdeki en canlı ve en donuk renkleri fark etmeye başlarız. Bir insanla tanıştığımızda dikkat kesiliriz. Çünkü onu anlamak, tanımak isteriz. Böylece yaşamımızda onu nasıl konumlandırabileceğimizi biliriz. Hoşumuza gitmiyorsa uzak kalırız. Kendimizi tanırken hoşa gitmeyenlerle karşılaşacak olmak fikri zorlayıcıdır. Bu durumda kendimizden ne kadar uzaklaşabiliriz ki?
Kendinizle baş başa kalmaktan korkuyorsanız içinizdeki derinliği görmekten, kendinizden kaçıyor olabilirsiniz. Bu korku çok güçlü olduğunda insan aynada kendi gözlerine bakmaz. Tek başına olduğu ortamda mutlaka bir sese ihtiyaç duyar. Örneğin televizyon ya da radyo hep açıktır. Kendi sesinden kaçar. Bazı kişiler bir dakika bile tek başına duramaz. Tek başına herhangi bir etkinlik yapmaktan hoşlanmaz ve uzak durur.
Biraz cesaretle, kendimizle baş başa kaldığımızda hoşa gitmeyecek olanların yanı sıra bugüne kadar fark edemediğimiz ne cevherlerin de orada beklediğini görürüz. Komplike, çok katmanlı varlıklarız. Her katman anlaşılmaya ve bakılmaya değer. Hoşa gitsin gitmesin her şeyin bir işlevi ve amacı vardır. Tanımadan ve anlamadan onları amaca uygun kullanamayız da.
İnsan kendine bakmayı ve kendinde gördüklerini anlamayı bıraktığında dışarı gerçek olmayan bir kendi olma hali sunar. Artık bir rol oynamak zorundadır. Usta bir oyuncu için bir film ya da dizi çekimi tamamlanana kadar kendinden başka biriymiş gibi davranmak ne kadar yorucuysa bunu hayat boyu sürdürmek ne denli tüketicidir bir düşünün.
Kendimizle baş başa kalarak tanışacağımız, kaynaşacağımız, kendimizle birliğimizi kutlayacağımız, gözlerimizin içine bakıp, kalbimizi duyacağımız anları üretelim, yaşayalım, onurlandıralım.
Hayatın yol göstericiliğine inanın.
Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,
Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com
@ebrudemirhan.ytm