İnsan önce rahme doğar. Yumurta ile sperm buluşur, canlılık başlar. Büyür, gelişir, rahimde tamamlanır ve dünyaya doğar. Hayata, aileye, var olmaya doğar. Doğum enerjisini tekrar etmek ister. İnsan hayatın içinde doğmaya devam eder.
Evden çıkıp okula başlar, kurumların içinde var olan birey olmaya doğar. Öğrenmeye, bilincini beslemeye doğar. Kurallarla birlikte hareket etmeyi öğrenir iyiden iyiye topluma doğar. Hem birey hem de toplumun bir parçası olarak ilerlemeyi bilir.
Her yeni taşınma bir doğumdur. Yeni mekanlar, şehirler, ülkeler yeniden doğmayı getirir. Yeni işler, aynı anda birçok iş yapmak ve içlerindeki büyük değişimler doğumdur. İnsan çalışırken, üretirken, işini yaparken kendini keşfeder ki her keşif kendine yeniden doğumdur.
Yeni ilişkiler, ilişkilerin içindeki insanın kendini yeniden buluşu, diğerleri ile uyumu ya da uyumsuzluğu, arayışı, beklentileri, duygularla ilişkisi yeniden yeniden doğumdur.
İnsan her mevcudu değiştirdiğinde, kendisinin yeni bir versiyonunu keşfettiğinde, neler yapıp neler yapamayacağını gördüğünde, ilerlediğinde, büyüdüğünde, geliştiğinde… yeniden doğar. Doğum yaşamın parçasıdır.
Dünyaya olan doğumun ritmi diğer doğumların da ritmini belirler. Anneden ayrılmanın, rahimden doğmanın kolaylığı, zorluğu, uzun ya da sancılı olması gibi tüm hikaye yaşam boyunca diğer doğumlarda da kendisini gösterebilir.
Doğumu düşünün “Tüm doğumlarım kolay, keyifli ve kazançlı. Sevgi ve güvenle doğuyor, kazançla ilerliyorum” gibi cümlelerle doğumun ritmini değiştirin. Tüm bu süreçleri “Hayatı Yeniden Başlat” kitabımda detaylarıyla aktardım ve çalışmalarla işleyişi kolaylaştırdım.
Tüm doğumlarımızın kolay, sevgi ve güven dolu olması niyetimle,
Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com
@ebrudemirhan.ytm