Bildiğimiz gibi değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Yaşam aktığı sürece değişim ve dönüşüm olacaktır. Değişim ve dönüşüm öyle büyük kavramlar ki içine girmeyen konu yok. Hayatımızın en önemli dinamikleri en çok değişime tabi olanlardır. Her zaman en çok sıkıntı yaşadığınız konu ile başlar.

Bu dönemde değişimin hepimizi en çok ilgilendirdiği konu “aile”. Önceleri büyük ve geniş aileler halinde yaşardık. Sonra çekirdek aile hayatlarımız başladı. Ardından boşanmalarla bölünmüş daha küçük aileler olduk. Şimdi tekrar büyük aile olma yolunda ilerliyoruz. Özellikle bölünmüş ailelerin tamamlanma isteği genel aile yapımızda köklü bir değişikliğe yol açtı. Şu anki durum 20 sene öncekinden hallice farklı. Toplumun yapı taşı olan ailede gerçekleşen bir değişim hiç durmadan diğer alanları da etkiliyor.

Haberin Devamı

Kadınların toplum ve aile içindeki yerlerine bakalım. Okusa dahi çalıştırılmayan kadın ekonomik özgürlük haklarını eline aldı. Çocuk da yaptı kariyer de. Evinde ve işinde varlığını gösterdi. Eş ve çocuk ilişkileriyle sosyal çevre bütünlüğünü sağlamaya çalıştı. Ama yoruldu. Fazla sorumluluk aldı. Erkeğin elini eteğini birçok sorumluluktan çekmesine sebep oldu. “Nasılsa hanım yapar, halleder” diyerek rahat rahat oturan bir grup oluştu. Aile içi dengeler, kadın – erkek arası doğrusal noktalar değişti. Şimdinin çocukları annelerini daha aktif görüyor. “Benim babam senin babanı döver” diyen çocukluğumuzun sesi “Benim annem çok çalışkandır” gibi cümlelerde ifade buldu.

Çocuklarımıza bakalım. Çok zeki doğuyorlar, bizim anne babalarımıza söylemeye asla cesaret edemediğimiz şeyleri çok küçükten ifade etmeye başladılar. Yıllarca uğraşıp kazandığımız özgüveni onlar doğarken yanlarında getiriyorlar. Hepsi büyümüş de küçülmüş bir haldeler. Çocuklar yaşlarının üzerinde birçok hal sergiliyorlar. İfade ettikleri büyük laflardan ve olgun davranışlarından gurur duyarken bir yandan da onlarla başa çıkmakta otorite sağlamakta çok zorlanıyoruz. Bir de bu çocukların kuracakları aileleri ve onlardan olacak çocukları düşünün.

Haberin Devamı

Değişen tek şey aile yapısı, kadının yeri, çocukların yüksek bilinci değil elbette. Bitki örtümüz değişiyor, yeni bitki türleri çıkarken bazı türler yok oluyor. Hayvanlar âleminde birçok değişim var. Bazı nesiller tükenmeye doğru zaman sayarken her gün yeni bir tür ortaya çıkıyor. Havanın niteliği değişirken suyun foton enerji buluşmasıyla hem niteliği hem niceliği değişiyor.

Dünyanın manyetik alanları değişiyor ve sonucunda zaman gittikçe hızlanıyor. Yetişemiyoruz. İşlerimiz sürekli, artıyor ve zaman daralıyor. Böylece şikayet etmek için daha çok sebebimiz oluyor. Mevsimsel değişimler de oldukça yoğun. Dünya değişirken havası, suyu, bitkisi, insanı … üzerinde yaşan herkes ve içinde barındırdığı her şey değişiyor.

Peki ya sen bütün bu değişimin neresindesin? Değişmeyip sadece izlemek mi istersin? Değişime uyumlanmak, değişimle birlikte dönüşmek içinde olduğumuz zamanın olmazsa olmaz kuralı.

Sevgilerimle,

Ebru Demirhan