AİLE OLMAK
Yaşamın en onarıcı, koruyucu, besleyici iki kelimesi; sevgi ve güven. Sevgi her şeyin içindeki pırıltıyı, özü, sadeliği, güzelliği ortaya çıkarır. Güven ise sarıp sarmalar, korur ve içindeki güzelliğin devamını sağlar. Her şey sevgiyle oldu, ilk adım ve en büyük kaynak sevgi. Şifa, neşe, merhamet, şefkat, coşku sevgiden gelir. Sevgi tüm evrenleri içine alan mutlak kaynaktır. Güven, bilmenin, inanmanın rahatlığıdır. Güç ve kudretle birleşir. Cinsiyetten bağımsız insan olmanın özünde olan diğer kaynaktır.
İdeal aileler sevgi bağı ile kurulur, güven ile korunur. Hepimizin aradığı, olmasını istediği de budur. Evlilik akdi ile bir araya gelmiş, ortak kan bağı ile nesillerin devam ettiği, yeni evlilik akitlerinin eklenip yeniden ortak kan bağları ile nesiller üreten bir kavramdır. Aile deyince içimizde bir sıcaklık oluşur ya da oluşmasını isteriz. Ailelerimiz birbirinden farklıdır. İçine doğup dünyaya dair öğrenime ilk başladığımız yerdir. Hayata dair her şeyi ilk orada görüp algılar, tanır ve öğreniriz. Bu yüzden de ailede öğrendiklerimiz hayat boyu sürekli bizlerle kalır, iyisiyle de kötüsüyle de. Bir gün yaptıklarını onaylamadığımız anne ya da babamıza benzediğimizi görürüz. Aile içindeki pozitif ve negatif tüm kazanımlar kendini doğrulayan kehanete dönüşür ve hep karşımıza çıkar.
En sevgi ve güven dolu alan olmasını beklerken aile kurumu genellikle oldukça karışık, çalkantılı, her türlü şiddete ve istismara açık kurumlara dönüşebiliyor. Geleceğin iyiliği için aile yapısı onarılıp değişmelidir. Eş olmak, ebeveyn olmak, yuva kurmak çok önemlidir. Çünkü o yuvaya, haneye, evliliğe, birlikteliğe çocuklar dahil oluyor. Yeni nesiller can buluyor. Aileler sağlıklı olsun ki çocuklar sağlıklı olsun.
DNA ile genlerimizi ve hikayelerimi, günlük konuşma ile dilimizi, çeşitli şekillerde gelenek, göreneklerimizi, doğrularımızı, yanlışlarımızı, değerlerimizi, korkularımızı, hayallerimizi aktardığımız çocuklarımız için aile çok önemlidir. Kendi çocukluğumuz ve gelişimimizde ailemizin yeri ne kadar belirgin. Çocuklarımız için de öyle. Çocuk yetiştirmek dünyadaki en hassas görev. Bizler yetişirken çeşitli hatalar yapılmış olabilir. Tüm hatalar ve sonuçları onarılabilir. Bizlere düşen aynı hataları ve fazlasını yeni nesiller aktarmadan bırakmak. Çocuklarımıza ve nesillerimize sevgiyi, güveni, yaratıcılığı, şifayı, özsevgi-özsaygı-özdeğeri miras bırakalım. Çocuklar hepimizin, bugün, yarın, dünya hepimizin. Çocuk çocuktur. Sokak çocuğu, ev çocuğu, kaldırım çocuğu, köprü altı çocuğu yoktur. Çocuklar hepimizin. Çocuklarımıza eşitlikle, adaletle sahip çıkmak ve korumak var oluşa olan sorumluluğumuzdur.
Dünyada var olan ve var olacak tüm ailelerin sevgi ve güven bağı içinde olmasına, tüm çocukların kendileri olabileceği bir yaşamın içinde sevgi ve güvenle tamamlanmış, verimli, üretken bir şekilde ilerlemelerine niyet ediyorum. Hep birlikte ailelerimizi onarıp güçlendirebiliriz.
Sevgi ve şifayla,
Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com