Deri çocukluk yıllarında en gergin halindedir. Bu gerginlikte derinin destek katmanındaki elastik doku lifleri, kollajen katmanı yanında derinin su tutucu dolgu katmanı rol oynar. Deri içindeki bu katmanların altındaki yağ katmanı ve kemik yapımız hatta diş yapımız da önemlidir. Zamanla aynı resimdeki erikler de gördüğümüz gibi derinin destek dokusundaki azalma ile birlikte deri elastikiyetini kaybeder, su tutucu maddeler azalır ve deride kırışıklıklar başlar. Renk solar. Daha ileri evrede deri altı yağ dokuda azalma ve yer çekimi ile sarkma, kemik yapılardaki erime ile yüzde hacimsel kayıplar oluşmaya başlar.
İşte bu sorunları azaltabilmek veya engellemek amacıyla deri dolguları kullanılıyor. Deri dolgularında Hyaluronik asit, Kalsiyum Hidroksi Apatit, yağ dolgu gibi maddeler kullanılıyor. Bu maddeler derideki kırışıklıkları, deride oluşmuş çöküntülü yara izlerini, dudaklardaki ve deri altı yumuşak dokudaki hacim kayıplarını düzeltmek amacıyla kullanılırlar. Bu dolgu ürünleri ömürlü ürünlerdir. Dört aydan on sekiz aya kadar devam eden etkinlikleri sonrası deriyi tamamen terk ederler.
Dolgu uygulamalarının tarihi çok eskilere iniyor. İlk dolgu uygulamaları 19ncu yüzyılda yağ enjeksiyonları ile başlamış ve 1970lere kadar sadece yağ dolgu uygulamaları ile tedavi uygulanmış. 1970li yıllarda saflaştırılmış kollajen uygulamaları başlamışsa da bu tür dolgularda görülen yan etkiler nedeniyle 1997 den beri kollajen uygulamaları terk edildi.
Yağ enjeksiyonlarının ömür boyu kalıcı olduğu düşünülür. Aslında yağ enjeksiyonlarının önemli kısmı birkaç ay içerisinde erir. Fakat yağ dolgunun dolgunluk verme dışında deri kalitesini arttırıcı bir özelliği de vardır. Yağ dokusu içerisinde bulunan kök hücreler deride yeniden yapılanmayı ve sorunlu alanlarda yeni sağlıklı doku oluşmasını uyarırlar. Bu nedenle tekrarlanan yağ uygulamaları ile aynı zamanda deri yaşlanmasının da önüne geçmek mümkün olabilir.
Yağ enjeksiyonlarının belli müdahale şartlarını gerektirmesi, diğer dolgulara göre göreceli olarak maliyetli olması, işlem sonrası iş gücü kaybına neden olması gibi nedenlerle günümüzde hazır dolgular daha sık kullanılmaktadır.
En sık kullanılan hazır dolgu grubu Hyaluronik asit içeren dolgulardır. Hyaluronik asit gerek insan gerekse diğer canlılarda dokularda su tutucu ara dolgu maddesi işlevi görmektedir. Ve yapı olarak tüm canlılarda aynıdır. Bir şeker türevi olan hyaluronik asit dokularımızda düzenli olarak bir yandan üretilirken bir yandan da yıkılmaktadır. Bu devinim yıllar içerisinde üretimden yıkım lehine değiştiği için derimizdeki su tutma yeteneği azalır ve deride hacmin azaldığı bir doku oluşur. Bebeklik döneminde doku su oranı %65ler düzeyinde iken, 50li yaşlarda bu oran % 52 lere doğru azalır ve her on yılda bir % 5 azalmaktadır. Bu nedenle yaşlanma aynı zamanda kuruma ile eşdeğerdir.
Bu eksilen hyaluronik asit düzeyi Laboratuarda üretilen hyaluronk asit ile hazırlanmış ve su emdirilmiş hazır dolgular ile giderilebilmektedir. Hyaluronik asit yukarıda da belirttiğimiz gibi deri de sürekli üretilirken yıkıma da uğrayan bir maddedir. Hiçbir işlemden geçmeden deriye uygulanan hyaluronik asit dolgular genelde bir iki gün içinde uygulandığı yerde tamamen erir ve yok olur. Etkisi de sadece birkaç gün sürer. Bu nedenle günümüzde bir takım özel işlemlerden geçirilerek Hyaluronik asitin kalıcılığı arttırılmıştır. Bu süreç yapılan işlentiye göre 15 gün-18 ay arasında değişmektedir. En sık kullanılan ürünler 6-8 ay kalıcılığı olan dolgu maddeleridir. Fakat özellikle derin dokuları düzeltmek amaçlı kullanılan hyaluronk asitli dolgularda kalıcılık 12-18 ay arasındadır.
Bu dolgu ürünleri ile ince kırışıklıklar, göz altı yorgunluk çizgileri, kalın dinamik çizgiler, dudak şekillendirme, yüz şekillendirme yapılmaktadır.
Dolgu uygulamaları sırasında en sık karşılaşılan sorunlar;
- Uygulama alanında ağrı
- Deri altı kanama- morluklar
- İltihaplanma ( yeterince uygulama alanı temizlenmemesi halinde görülebilir- çok nadirdir)
- Uygulamanın yapılması gereken derinlikten daha derine yapılması halinde hızlı erime
- Dolgunun yüzeysel uygulanması halinde mavimsi renk farklılığı
- Alerjik reaksiyonlar ( çok nadirdir) olarak sıralanabilir.
Hyaluronik asit temelli dolguların en önemli avantajı Hyaluronidaz isimli bir ilaçla eritilebilmesidir. Yani dolgu bir sorun oluştuğu taktirde veya istenmez ise Hyaluronidaz ile kolaylıkla eritilebilmektedir.