Bilimsel olarak kanıtlanmış verilere göre spor yapmanın ruh sağlığı üzerinde çok fazla olumlu katkıları vardır.
Toplumda en fazla görülen psikiyatrik hastalıklardan olan depresyon ve kaygı bozukluklarının tedavisine spor eklendiği zaman görülmüş ki bu bireyler spor yapmayanlara göre çok daha hızlı iyileşmektedir. Bu hastalıklarda beyin yapımızda mevcut kimyasallardan biri olan serotonin adlı maddenin miktarında ve salgılanma düzeninde bozukluklar olması nedeniyle iyi hissetmek, uyku ve iştah düzeni, cinsel fonksiyonlarda sorunlar görülür. Spor yapmak ise beyinde serotonin salınımını düzenli ve yeterli seviyeye getirmekte, bulguların kaybolmasına neden olmaktadır. Ayrıca kaygı bozukluklarında önemli unsurlardan olan sık ve az miktarda nefes alma sorunu, spor sırasında öğrenilen doğru nefes alma teknikleri ile giderilmekte ve kaygı seviyesinde belirgin azalma görülmektedir. Beden sıcaklığının spor sırasında artışı da termogenik etki ile kaygı üzerinde iyileştirici etki yapmaktadır.
Vücudun ağrı kesicisi olan ve endişe halinin azalmasına, iyilik hissinin artmasına neden olan endorfin adlı bir diğer kimyasal maddenin de spor sırasında salınımı yükselmektedir. Endorfin bağımlılığı olarak da bilinen kavram kişinin belirli bir yoğunluktaki egzersiz sonrası hissettiği yüksek düzeyde iyilik halini ifade etmektedir. Düzenli spor alışkanlığı olan bireylerin enerjik, yaratıcı ve özgüvenli hissettmesi endorfin nedeniyledir. Bu etkinin sağlanması için önerilen süre ise haftada üç gün olmak üzere ortalama otuz-kırk dakikadır. Yaklaşık iki aylık bir süre sonunda olumlu etkilerin ortaya çıkacağı bildirilmiştir.
Spor sırasında beyin kan akımında ve oksijen seviyesinde artma oluşması nedeniyle unutkanlık ve Alzheimer demans gibi çağımızın en önemli sorunlarının çözümünde spor da önerilmektedir. Ayrıca beyin yapılanması ve hücre yenilenmesi üzerine yapılan araştırmaların sonuçlarına göre düzenli egzersiz programı ile hücre yaşlanması gecikmekte ve yeni hücresel ağlar oluşmaktadır.
Alkol, madde, yeme ve alışveriş bağımlılığı gibi bir çok bağımlılık mücadelesinde sporun çok olumlu katkıları görülmektedir. Özellikle yeme bozukluğu tedavi programlarının önemli gereçlerinden biridir.
Sporun saldırganlık, öfke gibi yıkıcı duyguları azalttığı göz önüne alınırsa daha güvenli toplumlarda yaşamak adına sporun bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında da ele alınması gerektiği aşikardır.