Adı Narsist! Yeni çağa onun adı verilmiş durumda. Çok moda bir kavram. Bazen gizem ve karizmayı temsil ediyor, bazen de aşağılama ifadesi olarak kullanılıyor. Ama her durumda kendinden bahsettirmeyi başarıyor. Zaten ona da başrol yakışırdı! Peki kimdir bu narsist? Onu nasıl tanıyacağız?
Bu bireylerde belirli özellikler görürüz. Başarılarını ve yeteneklerini abartırlar ve üstün biri olarak görülme beklentisi içine girerler. Güç, zekâ, güzellik konularında özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna dolayısı ile de özel ya da üstün kişilerce anlaşılabileceğine inanırlar. Her şeyi hak ettiği duygusu ile ne istiyorsa yapabileceğine dair anlamsız beklentiler içindedirler. Kendi çıkarları için başkalarını kullanırlar. Empati yapamaz; başkalarının duygularını ve gereksinimlerini anlamak istemezler. Sıklıkla başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanırlar. Saygısız, kendini beğenmiş davranışlar ya da tutumlar sergilerler.
Bu özellikleri bütünüyle taşımayabilirler elbette. Bazılarında çok göze çarpar, bazılarında daha ılımlıdır. Ayrıca bu kişilerin önemli bir bölümü başkalarını manipüle edebilmek ve iyi bir izlenim bırakabilmek adına kendilerini çok iyi gizlemeyi öğrenmişlerdir. Çok farklı ortamlarda çok farklı bireylere göre hazırlanmış bin bir çeşit maskeleri vardır.
İlişki vitrinine büyüleyici, karizmatik ve çekici yönlerini koyarlar. Harika bir ışıklandırma ile o vitrini süslerler. Sizi mağazanın içine adeta davet ederler. Mağazanın içi de gayet gösterişli ve ilgi çekici olabilir. Tam da kendi zevkinize uygun, ihtiyaçlarınızı tümüyle karşılayacağını düşündüğünüz doğru adreste olduğunuza emin olursunuz. Oysa burada size sunulan ürün beden ve ruh sağlığınıza zararlıdır. Öyleyse bu parıltının arkasındaki gerçekliği en baştan ya da zarar görmeden önce tanımak önemlidir.
Kimdir bunlar? Narsistlerin dünyasında tek bir merkez vardır; kendisi. Hatta başka dünyaların da merkezinde durduğuna inanırlar ve başka insanları kendi amaçları doğrultusunda kullanırlar. Ayrıca bu fırsatı başkalarına tanıdığı için onlardan teşekkür bile beklerler. Düşünsenize, milyonlarca insan arasından kendisine hizmet edebilmeniz için sizi seçti! Kendine verdiği o çok yüksek değeri çevresindeki insanlardan da aynı oranda görmek isterler. Aksi gerçekleşirse bunu büyük bir şaşkınlık, öfke ve hatta saldırganlık ile karşılarlar. Empati yeteneğinden o kadar yoksunlardır ki başkalarının da duygu ve düşünceleri olabileceğini hesaba katmazlar. Tüm yaşamı kendi arzularına ayarlıdır.
Aslında burada çok önemli bir çelişki göze çarpar ki bu da bize bir narsisti nasıl tanıyacağımıza dair ipucu verir. Bu bireyler bu kadar kendinden emin ve başka hiç kimseyi önemsemeyen tavırlar sergilemelerine rağmen, başkalarının düşünce ve onayıyla beslenirler. Etraftan gelen onaylanma ve onun büyüklüğünü tekrar yansıtacak aynalar olmasa aç kalırlar. Büyük bir narsistik zedelenme yaşarlar. Yani hiç önemsemediğini sandığı öteki bireye kelimenin tam anlamıyla muhtaçtır. Kişiliği, yetenekleri, dış görünümü, düşünceleri ve sahip olduğu her şeyi ihtişamlı bir cam fanusun içindedir. Görkemlidir. Çok korunaklı görünür. Ama gerçekte kırılmaya çok açıktır. Eleştiriye tahammülsüzdürler. Onaylamazsanız biterler! Reddedilme karşısında ruhunda adeta derin yarıklar oluşur ve tamiri çok zordur.
Narsistler “önemli” bir insan olduğuna o kadar çok inanır ki, gerçekten de bu fikirle şekillendirdiği yaşamı onu önemli bir konuma yönlendirir. Bu ona mesleki başarı, “önemli koltukların” sahibi olma, yüksek bir statü, ün, zenginlik olarak geri döner. Ünlü oyuncuların, sporcuların, politikacıların, iş adamlarının pek çoğunun narsist olması hiç de tesadüf değildir. Kendi zekâları, bilgileri, yetenekleriyle ilgili aşırı olumlu inançları doğrultusunda öyle bir sahte özgüven oluştururlar ki pek çok kimsenin cesaret edemediği alanda atılım yapar, renkli kişiliği ile kendinden söz ettirmeyi bilir, sahnede olma uğruna pek çok kişiyi ezip geçebilirler. Hedefleri uğrunda engel tanımazlar. Zaten başkalarının duygu ve düşünceleri o kadar önemsizdir ki yoluna çıkacak herkesin üzerine basıp yükselebilirler. Bazen saldırganlıkla, acı bir dil ile, bazen de manipüle etme yeteneğini kullanarak tatlı bir dil ile. Asıl olan hedeftir. İhtiyacı olan zirvede olmak, her konuda “en” olmaktır. En büyük korkuları ise sıradan olmaktır. Onlar okyanustaki su damlası değil okyanusun kendisidir!
Ancak burada size önemli bir bilgi vermek istiyorum. Eğer bu kişiler nedeniyle acı çekiyorsanız bu belki size bir yandan da teselli olabilir. Aslında narsistler kendilerini sevmeyi başaramadıkları için başkalarını da sevmeyi başaramazlar. Derinlerde bir yerde ölesiye acı çekerler. Ama bu acı göz önünde değil, sebebi belli olmayan, kaynağını algılayamadıkları, huzursuzluk veren bir acıdır. Çünkü var olan yetersizlik, değersizlik duygusunu kabullenemezler. Sadece sizinle değil, hiç kimseyle bağlılık ve güven içeren gerçek ilişkiler kuramazlar. Genellikle de uzun süre tek bir kişiyle kalamazlar. Ya aynı anda birden fazla kişiyle birlikte olurlar ya da ardı sıra niteliksiz ve yüzeysel pek çok ilişki deneyimleri yaşarlar. Uzun yıllar devam eden ilişkileri de olabilir elbette ama partneri olarak seçtiği kurban bu konumdan kendini çekip çıkaramazsa ya da narsist onun gitmesine izin vermezse bu mümkündür.
Yalnız kalmaya da tahammül gösteremezler. Hem içe bakış ve yüzleşme çok yıkıcı olur hem de beslendiği kaynak kendi içinde değildir, dışarıdan gelir. Bu yüzden de dışardan gözüken etkileyiciliğine çok fazla yatırım yapar. Ya ortalamanın çok üzerinde bakımlı olabilir, modayı çok yakından takip edebilir ya da sıradan kabul ettiği diğer insanlardan farklı görünmesini sağlayacak kendine ait özel bir stil geliştirmiştir. Görüntüsündeki en ufak bir detay bile kontrolü altındadır. Malum, vitrin önemlidir! Narsistik kişinin vitrinine aldanıp içeri girdiğinizde ise karşılaşacağınız gerçeklik fazlasıyla kırılgan, sürekli savunma konumunda olmanın getirdiği baskı ile öfke yüklü, kendini çaresiz, yalnız, terk edilmiş hisseden, boşluk ve anlamsızlık duygularıyla dolu, dış dünyadaki her şeyi yabancı ve tehlikeli algılayan bireylerdir.
Peki neden narsisti tanımalıyız? Eğer bu özelliklere sahipseniz belki farkındalık oluşturur ve daha doyumlu, tatmin edici bir hayat için çareler ararsınız. Psikoterapi gibi. Eğer bir narsistle karşılaşırsanız önceden tehlikeyi sezip uzak durabilirsiniz. Ama bir narsistle yaşıyorsanız ve yaşamak zorundaysanız daha az zarar görmek için onunla başa çıkabilme stratejilerine doğru yol alırsınız.