27.12.2019 - 14:11 | Son Güncellenme:
Yaşlanma faktörü cildin yapısını etkiliyor…
Yüzdeki kusurlar ve çizgiler, yaşlanma sürecinin bir sonucudur. Menopoz ve sonrasında seksüel hormonlarda oluşan değişiklikler ve bunlara foto yaşlanmanın eklenmesiyle beraber; cildin bariyer yani koruyucu mekanizması bozulur ve pul pul dökülen, kızaran, bazen kaşıntıya bile sebep olabilen kuru bir ciltle karşı karşıya kalırız. Ayrıca kemik ve yağ dokusunda oluşan kayıplar, cildimizin orta tabakasında ki kollojenin haraplığı, yıkımı ve normal olmayan elastin liflerin cildin belirli bölgelerinde birikimi, yaşlanmış deri görünümüne neden olur. Yani kurumuş, esnekliğinin kaybetmiş, incelmiş, bazı alanlarda ise kalınlaşmış, kırışmış, pürüzlü, parlaklığını kaybetmiş, lekeli bir cilt vardır. Yüz kontüründe de meydana gelen kayıplar, daha ileri yaşlarda çökme ve sarkmanın olduğu bir süreçle mücadele edilmesi gerektiğini gösterir. Dıştan gelen etkiler (çevresel faktörler) ve içsel oluşan (genetik, stres) toksinlere ne kadar erken maruz kalınırsa ve ne kadar fazla birikirse, bu yaşlanma sürecinin şiddeti de o kadar fazla olacaktır. Öyleyse; önleyici faktörler ve detoksifikasyon çok önemlidir.
Birçok tedavi seçeneği mevcut!
Yüz gençleştirme için cerrahi ve cerrahi olmayan birçok yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar arasında; dıştan cilde uygulanan kozmetik ürünler, botilinium toxin enjeksiyonları, mezoterapiler, dolgu uygulamaları, lazerlerle yapılan işlemler ve daha birçok gelişmiş yöntemler bulunmaktadır. Yine, hastanın kendi kanından elde edilen Platelet Rich Plazma, (PRP) Yoğun büyüme faktörleri (CGF) cildin gençleşmesinde ve restorasyonunda güvenli ve etkili yöntemlerdir. Çok sayıda yan etkiye sahip yaklaşımlar ile kıyaslanacak olursa hastanın kendi kanından elde edilen bu yöntemler hyalüronik asit olarak adlandırılan; cildin nemini, volümünü ve elastikiyetini sağlayan yapının sentezini uyaran, oldukça etkili ve doğal bir yöntemdir. Tedaviye bağlı ufak kızarıklıklar ve birkaç günde kaybolabilen morluklar dışında ciddi yan etkilerin gözlenmediği tedavi seçenekleridir.
Uzm. Dr. Züleyha Soytürk Aşık