Pek çoğunuzun merak ettiği sorulardan birine yanıt vermeye çalışacağım:
“Yakın zamanda kayıp yaşamış; örneğin sevdiği birini veya işini kaybetmiş ya da ayrılık yaşamış birine ne söylemeliyim?”
Çoğunuzun, kayıp yaşayan bir yakınınıza telefon açmaya veya ziyarete gitmeye korktuğunuzu, yanlış bir şey söylemekten çekindiğinizi, nasıl yardım edeceğinizden emin olamadığınızı biliyorum.
Yaşamda benzer bir deneyimi yaşayıp acı çeken pek çok kişi çıkmıştır karşımıza; çıkacaktır da. Böyle bir durumda o kişiye destek olmak, onun acısını az da olsa hafifletmek istiyor; ancak ne yapacağımızı veya ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz. Acaba hangi sözcükler onu rahatlatır, hangi sözcükler acısını artırır? Nasıl davranmalı, hangi tepkileri vermeliyiz?
Her deneyim birbirinden farklı; her birey farklı kişilik özelliklerine sahip. Bu nedenle her durumda mutlaka işe yarayacak bir reçete veya formül elbette yok. Acı çeken insanların ihtiyacı olan şey, sizin insancıl yanınız aslında. Mükemmel sözü söyleyen bir makine gibi olmamıza gerek yok. Asıl anlamamız ve tepkilerimizi ayarlamamız gereken nokta, canı yanan birine destek olma ve onu biraz olsun rahatlatma isteği olmalı. Süreç belki zor ama aslında mesaj bu kadar basit. Bazen çok bilgece bir cevap verebilmek adına konuyu karmaşık hale getirdiğimiz oluyor. Halbuki gerçek iyileşme, onlara şefkat, sevgi ve içtenlikle yaklaştığımızda olur. Bunu sağlamak için tüm cevaplara sahip olmamız veya bu konuda eğitim almış olmamız gerekmiyor.
Nelere Dikkat Etmeli?
Öncelikle içtenlikle orada ve onun yanında olun. Destek verdiğiniz kişi, sizin gerçekten orada olduğunuzu hissetmeli. Onun yanındayken e-postalarınıza göz atmak veya telefonda konuşmak, orada olmadığınız mesajını verir.
Neden orada olduğunuzu bilin. Örneğin, onu rahatlatmak, ona destek olmak, yalnız olmadığını hatırlatmak ve onu yargısızca dinlemek. Burada amaç, canı yanan o kişiye kendini güvende hissedebileceği bir alan yaratmak olmalı; kendisini açıklamaya veya savunmaya çalıştığı bir ortam değil.
Onun sorunlarını çözmeniz gerekmediğini bilin. Çoğu zaman bunu kendisi yapacaktır. Sizin amacınız bunu daha rahat yapabilmesi için ona destek olmak olmalı.
Dinleyin; yargılamadan, içtenlikle. Onun ne hissediyor olabileceğini anlamaya çalışın. Onun gibi hissetmek zorunda değilsiniz; gerçek empati, onu anlamanızı gerektirir, onun gibi hissetmenizi değil.
İşe Yaramayan ve Kaçınmamız Gereken Sözler
Hayatına devam etmelisin, yeterince yas tuttun.
Biraz minnet duy; bak ne çok şeye sahipsin.
Ağlama; ağlamak hiçbir şeyi geri getirmez.
Bunu yaşayan ilk kişi sen değilsin. Herkes benzer şeyler yaşıyor.
Daha çok gençsin, önüne başka fırsatlar çıkar.
Daha kötüsü de olabilirdi.
Alt tarafı işini kaybettin. Yenisi olur.
Zaten seni hak etmiyordu, ayrıldığı iyi olmuş.
Güçlü olman lazım.
Her işte bir hayır vardır.
Bu cümlelerin bazıları size mantıklı gelse de özellikle acı çeken birine söylemek için uygun değil. Bu cümlelerin o kişiyi incitme, kırma, öfkelendirme potansiyeli var. Ayrıca onun duygularını önemsemediğiniz izlenimi verir. Yas, bilişsel değil, duygusal bir süreçtir. Kimsenin acısının ne kadar süreceğini onlara söylemeye hakkımız yok. Konu acı olduğunda, son tarihlerden bahsedemeyiz. Elbette kimse acı çekmeyi istemez ve herkes bir an önce iyileşmek ister; ancak olmadıkları bir kişi olmalarını isteyemeyiz veya hissettiklerini hissetmemelerini de.
Daha Etkili ve Yardımcı Olabilecek Sözler
Çok üzüldüm. Anlatmak ister misin?
Senin için çok zor olmalı.
Son zamanlarda nasılsın? Bir şeye ihtiyacın var mı?
Ne kadar acı verici olduğunu tahmin bile edemiyorum.
Baş etmek için neler yapıyorsun? Bu konuda yardıma ihtiyacın var mı?
Ben daha önce benzer bir şey yaşamadım ama şu an seni anlamaya çalışıyorum, gerçekten çok zor olmalı.
Daha önce aramadığım için üzgünüm; açıkçası ne söyleyeceğimi bilemedim.
Konuşmak istesen de istemesen de ben senin için her zaman buradayım.
Keşke her şeyi yoluna koyabilecek şeyi bilseydim ama bilmiyorum. Fakat seni çok seviyorum.
Acı çeken sevdiklerimize yardım etmeyi hepimiz istiyoruz. Bunu daha etkili bir şekilde yapabilmek adına bu yazdıklarımın yardımcı olacağını umuyorum. Aslında bunları günlük yaşamınıza katıp iletişim şeklinizi daha şefkatli, daha anlayışlı ve daha yargısız hale getirdiğinizde, genel olarak ilişkilerinizin güçleneceğini unutmayın.