Değerli okurlarım,
Omurga, omuriliğin içinde korunduğu vücudun temel kemik yapısıdır. Hastaları yatağa mahkum edebilen omurga çökme kırıklarının tedavisi oldukça uzun ve zahmetliydi. Girişimsel nöroradyoloji sayesinde çökme kırıkları tedavisinde açık cerrahinin artık bir yeri kalmadı.
Omurga Çökme Kırığı Nedir?
Kemik erimesinin etkisiyle, ağır veya hafif travmalar sonrasında, omurga metastaz tümörleri nedeniyle veya omurga kemiklerinde kırılmalar meydana gelebilmektedir.
Bel omurlarının çökmesi neticesinde görülen kırıklara, çökme kırığı adı verilmektedir. Bu kırıklar daha çok yaşlı hastalarda ve menopoz sonrası kadınlarda görülmektedir. Çökme kırıkları şiddetli ağrılar şeklinde açığa çıkabilmektedir. Eğer tedavi edilmezse hastayı yatağa bağımlı bir hale getirebilir.
Osteoporoza Dikkat
Omurga çökme kırıkları, omurga gövdesinin baskı altında ezilerek inceldiği kırıklardır. Kemik erimesi(osteoporoz), ağır veya hafif travmalar sonucunda ya da kanserin omurgaya sıçraması (metastaz) neticesinde görülebilmektedir. Bununla beraber omurilikten çıkan sinirlerde herhangi bir hasar oluşmuşsa durum daha da ciddi olabilmektedir. Bu kırıklar, zamanla kemikte yükseklik kaybına yol açarak omurganın ve sonrasında hastanın duruşunu bozabilir. ‘Kifoz’ olarak adlandırdığımız kamburluk durumuna yol açabilmektedir.
Kemik yapısının zayıflaması sonucunda, kemik kırılganlığı artmaktadır. Kemiklerde kırılgan hassasiyet oluşumuna, osteoporoz adı verilmektedir. Osteoporozun bir sonucu olarak kırık ortaya çıktığı zaman, genellikle sırt (torasik) ya da bel bölgesindeki omurgaları etkilemektedir.
Çökme kırığı, osteoporoza bağlı olarak görülebilen bir hastalıktır. Tedavi edilmezse hasta, 6 ay ve 1 sene arasında, bazen de ömür boyu yatağa bağlı kalabilmektedir. Menopoz sonrasında kemik erimesinin görüldüğü kadınlarda daha sık rastlamaktayız.
Bel Ağrılarınızı Dikkate Alın
Omurga çökme kırıklarında en belirgin bulgunun, çökmenin görüldüğü bel kısmında ağrı duyulmasıdır. Çökme kırığının oluştuğu bölgede şiddetli ağrıların yanı sıra omurganın öne eğrilmesi, ayağa kalkma veya yürüme ile kötüleşen ağrı, nefes almada güçlük belirtileri verebilmektedir. Çökme kırığı tanısı hekim muayenesinin ardından röntgen, tomografi veya MR gerekebilir. Çökmenin kanser şüphesi nedeniyle olduğu düşünülüyorsa ilaçlı görüntüleme tetkikleri ve kemik biyopsisi uygulamalarına başvurulmaktadır.
Ağrılarınız Kısa Sürede Geçebilmektedir
Çökme kırığı hastalıklarında koruyucu tedavi günümüzde tercih edilmemektedir. Girişimsel nöroradyoloji sayesinde gelişen çimentolama (vertebroplasti) işlemi çökme kırıklarında oldukça başarılıdır ve konservatif tedavi sadece vertebroplastiye uygun olmayan hastalarda düşünülmelidir.
Konservatif tedavi ancak 6-12 ay sonrasında kırık kaynarsa geçebilmektedir ancak bu süre içerisinde kırığın ilerleleme riski çok yüksektir ve kalıcı kamburluğa ve daha başka omurga hastalıklarına da ön ayak olmaktadır. Çimentolama işlemi basit ve komplikasyon riski çok düşük olduğundan konservatif tedaviyi tavsiye etmiyorum.
‘Minimal İnzivaziv’ cerrahisi olarak adlandırılan vertebroplasti (çimentolama) yönteminde hastanın uyutulmasına gerek yoktur. Özel görüntüleme cihazlarıyla çökme kırığının bulunduğu bölgeye iğnelerle girilerek medikal çimento olarak adlandırdığımız dolgu maddesi konulmaktadır. Bu sayede kırılan kemik stabilize edilir. Müdahale sonucunda, omurgadaki ağrı kaybolur ve hastanın yaşam kalitesi geri kazandırılmış olur.
Hastalar işlemden sonra aynı gün veya birkaç gün içinde sosyal hayatlarına dönebilmektedir. Özetle, çökme kırıkları tedavisinde açık cerrahinin artık bir yeri kalmamıştır.
Sağlıklı Günler Dilerim...