16.07.2024 - 06:46 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Teknoloji üreten dev bir fabrikada çalışan işçiler 12 katlı binalardan dışarı çıkamıyor, 8 kişi bir odayı paylaşıyor ve her katta bir tane bulunan banyoyu 200 kişi ortak kullanıyor. Bölgeye başka şehirlerden getiriliyor ve şirketin tesislerinde yaşıyorlar. Normalden fazla çalıştırıldıkları gibi maaşları zamanında ödenmiyor, üç katlı ranzalarda adeta hapis hayatı yaşamaya mahkûm ediliyorlar.
Söz konusu bu fabrikada çalışmak için kuyruğa girmek yeterli olurken, işten istifa etmek gibi bir durum söz konusu olmuyor. İşçilerin fabrika tesisinde maruz kaldıkları muamele yani yoğun mesailer, emeklerinin karşılığını alamayışları ve tesisteki zor şartlar ne yazık ki onların intihar etmesine neden oluyor. İnsanı olmayan şartlarda çalıştırılan işçiler, bu durumdan şikâyet ediyor ancak ellerinden bir şey gelmiyor.
Çalışanlarını intihar edebilecek kadar kötü şartlar altında çalıştıran bu şirket ise, günlük hayatta sıkça kullandığımız ancak üretildiği yeri pek bilmediğimiz teknolojik cihazların üreticisi Foxconn. Yani büyük küçük pek çok kişinin kullandığı telefon ve tabletler deyim yerindeyse köle gibi çalıştırılan işçilerin elinden çıkıyor. Tayvanlı iş adamı Terry Gou tarafından kurulan Foxconn iPhone, Nokia, Samsung gibi birçok cihazın plastik kapaklarından hoparlörlerine, tuş takımlarından devrelerine kadar birçok önemli parçasını üretiyor.
TAYVAN'IN DONALD TRUMP'I
2018'de kayıtlara geçen 1,3 milyon çalışanı ile Çin'deki en büyük işverenlerden biri olan şirket, dünya genelinde 2,1 kilometre alanı kaplayan dev tesislere de sahip. Şehir benzeri kompleksleri ile çevrili olan bu tesislerde, Foxconn'un ürünleri âdeta bir endüstriyel şehirde üretiliyor. Şirketin lideri Terry Gou, 7 milyar dolarlık servetiyle dikkat çekerken Tayvan'ın Donald Trump'ı olarak anılıyor. Kendisine garip bir şekilde "general" diye hitap edilmesini tercih eden Gou, Foxconn'un başarısını yönlendiren isimlerden biri olsa da şirketin gücü ve etkisi zamanla arka planda kaldı.
Foxconn; Samsung, HP, Nokia gibi markalar için de üretim yapıyor ancak bu markalar arasından en popüler olanı iPhone. Çünkü üretimin yapıldığı bölge, tarihsel olarak insanların yoksulluk çektiği bir eyalet. Bu nedenle burası 'iPhone eyaleti' olarak anılıyor. Bu dev teknoloji üreticisi, kendi bünyesinde barındırdığı şirketler aracılığıyla telefon parçalarının yüzde 70'ini üretirken adını da dünyaya duyurdu. Ancak bunu kötü bir şöhretle yaptı. Şirket, zamanla yaşanan intihar vakalarıyla ciddi eleştirilere maruz kaldı. Foxconn, intihar eden çalışanlarının ardından oluşan bu krizle başa çıkabilmek adına ‘General’ Gou'nun öncülüğünde, ABD merkezli Burson-Marsteller adlı halkla ilişkiler şirketiyle iş birliği yapma kararı aldı. Foxconn, ‘Savaşırken yabancıların oyun kurallarını kullanın" ilkesinden yola çıkarak krizi yönetmeye çalıştı.
'ENDÜSTRİ CANAVARI'NA DÖNÜŞTÜ
Foxconn'un dev Longhua fabrika tesisinde 300 bine yakın çalışan; iPhone, Sony PlayStation ve Dell bilgisayarları üreterek günlerini geçirirken yaşanan intiharlar üzerine şirket, çalışanlarının morallerini yükseltmek adına bir kutlama düzenledi. Ancak çalışanlarının benzer sebeplerle intihar etmesi, zamanla Foxconn'un sahibi Terry Gou'yu basının eleştiri odağı hâline getirdi. İntiharlar, şirketi dünya genelinde, özellikle de iPhone gibi ürünleri uygun fiyatlarla piyasaya sürmek adına genç işçilere ağır koşullarda çalıştığı bir endüstri canavarı olarak tanıttı.
İLK BAŞTA İNTİHARLARI PEK ÖNEMSEMEDİ
Söz konusu bu durum yalan da sayılmazdı. Çünkü şirket hakkında çalışanların söyledikleri, bu iddiaları destekler nitelikteydi. IBM, Cisco, Microsoft, Nokia, Sony, Hewlett-Packard ve Apple gibi Foxconn ile yakın ticari ilişkilere sahip olan şirketler için bu olaylar ciddi bir baskı ve halkla ilişkiler sorununa neden oldu. Ancak Terry Gou, intiharları pek önemsemiyor ve bu durumu şu şekilde ifade ediyordu: "İlki, ikincisi ve üçüncüsü... Bunları birer problem olarak görmüyordum. Burada yaklaşık 800 bin çalışanımız ve 2,1 kilometrekarelik bir kampüsümüz var. Şu anda kendimi sorumlu hissediyorum. Ancak o dönemde, olanların sorumluluğunu üstlenmem gerektiğini düşünmedim. Mart ayındaki 5. intihardan sonra ise farklı bir şey yapmaya karar verdim."
ÇAREYİ MONOTON BİR ŞEHİR KURMAKTA BULDU
Yaşanan intiharlar gün geçtikçe artıyordu ancak gerçekleşen 5’inci intihar vakasından sonra bile şirket, yine kriz yönetimi durumuna geçmiyordu. Fakat şirket bu tarihten sonra intihar edenleri engellemek adına binalarının çevresini 3 milyon tel örgülerle çevirmeyi, 24 saat çalışan bir destek hattı kurmayı ve işçi maaşlarını yüzde 30 oranında artırmayı çözüm olarak sundu. İşçi gücünü daha etkili bir şekilde kullanmak amacıyla Gou yiyecek, sağlık ve barınma ihtiyaçlarını iş yerinde karşılamaya karar verdi. Bu strateji, maliyetleri büyük ölçüde düşürerek rakiplerini geride bırakma konusunda neredeyse üstünlük sağlayacaktı. Gerçekten de böyle yaptı. Yemeklerde kullanılan yumurtalar, kampüste yetiştirilen tavuklardan elde ediliyor, işçilerin kullanacağı aletleri üretmek için özel olarak oluşturulan bir ekip görevlendiriliyordu. Girişi hapishane atmosferini andıran kampüste artık fast-food dükkanları, ATM'ler, olimpik yüzme havuzları, servis duyurularının yapıldığı LED ekranlar ve kitapçıların bulunduğu monoton bir şehir vardı.
Terry Gou, biyografi kitaplarıyla öne çıkıyordu. Bu kitaplarda ilginç prensiplerine geniş bir yer veren Gou, ‘Çalışmak da bir tür eğlencedir, zorlu bir çevre, iyi bir şeydir’, ‘1000 kişilik bir ordu kolay bulunur ama bir general bulmak zordur’ gibi ifadeler kullanıyordu. Kendisine ‘patron’ değil, ‘general’ diye hitap edilmesini istiyordu. Bu da kendisinin nasıl bir sistemle çalıştığını gözler önüne seren yeterli bir sebep aslında.
‘30 BİN İŞÇİ ZOR KOŞULLAR ALTINDA ÇALIŞIYOR’
Şirketin önemli dönemeci, 1980'de Atari ile yaptığı iş birliğiyle oldu. Bu anlaşma, şirketin büyüme sürecinde kritik bir adımdı. 2600 konsol üretimiyle başlayan iş birliği, Foxconn'un ilk büyük iş ortaklığını da sağladı. Daha sonra tüketici elektroniği alanında hızla büyüyerek Tayvan'da özel sektörde lider konumuna ulaştı. Şirketin bu hızlı yükselişi, medyanın gözünden kaçtı. Haziran 2006’ya kadar Foxconn hakkında hiç haber yayımlanmadı. Ancak 2006'da London Daily Mail’de yayımlanan bir yazı, gözlerin Foxconn’a çevrilmesine sebep oldu. Yazıda, şirketin Longhua’daki fabrikasında 30 bin işçinin zor koşullar altında çalıştığını ele aldı.
PROTESTO SONUCU HİNDİSTAN'DAKİ FABRİKA KAPANDI
Raporun ardından Foxconn, eleştirildiği konularda düzenlemeler yapsa da nafile. İlerleyen yıllarda yine bambaşka sebeplerle şirket kötü şöhretini medyaya duyurdu. Bunlardan biri de 2022'de gıda zehirlenmesi yaşayan fabrika işçilerinin protestosuyla Hindistan'daki fabrikasının kapaması oldu.