Organlarımız neyi temsil ediyor? Hastalıklarımız düşünceyle iyileşebilir mi?
Şimdi iyileşme, bütünleşme zamanı. Kendimizi suçlama zamanı değil, geçmişin sınırlarını açmalıyız. Her birimiz hayatın kutsal görkemli ifadeleriyiz. Gerçeğimizin bu olduğunu bilelim.
Hastalığın nedenlerini araştırmaya başlamamız için bir başlangıç noktası belirtiliyor.
Alternatif sağlık yöntemleri konusunda çalışan bir çok kişinin bu sayacaklarımla hastalarına yön gösterdiği belirtiliyor.
Louise Hay "düşünce gücüyle tedavi" kitabından ilgimi çeken ve okurken "gerçekten de öyle" dediğim bir bölümü sizler için özetledim.
Düşünceyle iyileşebilir miyiz?
Bedenimizde "hastalık" denilen şeyi kendimizin yarattığına inanıyorum. Hayatta her şeyin olduğu gibi, beden de içsel düşünce ve inançlarımızın bir aynasıdır. Dinlemesini bilirsek bedenimiz daima bizimle konuşur. Bedenimizin her hücresi, düşündüğünüz her düşünceye, söylediginiz her söze karşılık verir. Sürekli düşündüğünüz ve söylediğiniz şeyler, beden yapınızı, şeklini sağlığı ve hastalığı oluşturur. Örneğin; asık görüşlü bir surata sahip kişi, bu görünüşünü sevecen ve mutlu düşüncelerle oluşturmamıştır.
Organlardaki sorunlar ve diğer hastalıklar hayatımızda neyi temsil ediyor? Tedavisi için neler yapılmalı?
Saç; dayanıklılığı temsil ediyor. Gergin ve korku dolu olduğumuzda sıklıkla omuz kaslarında başlayan katılaşma başımızın tepesine, hatta göz çevresine kadar yayılır. Kafa derimizde gerginlik olduğunda, sıkılmaktan dolayı saç nefes alamaz olur ve dökülür. Gerginlik sürüyorsa kafa derisi gevşemez. Saç kökleri sıkılaştığı için yeni saç büyüyemez, sonuç kellik. Baş derinize gevşemesini söyleyin.
Kulaklar; işitme kapasitesini temsil ediyor. Eğer kulaklarınızda sorun varsa, genellikle işitmek istemediğiniz bir şeyler olduğunun belirtisidir. Kızgınlığı temsil eder.
Kulak ağrıları çocuklarda da yaygındır. Evde işitmek istemedikleri şeyleri duymak zorunda kalıyorlar. Çoğu ailede çocuğun kızgınlığının ifade etmesine izin verilmez. Çocuk olayları değiştirme gücüne sahip olmamasının tepkisini kulak ağrısı yaratarak gösterir.
Gözler; görme kapasitesini temsil ediyor. Göz sorunları, görmek istemediğimiz bir şeyler olduğu anlamına geliyor.
Yazar diyor ki "küçük çocukların gözlük taktıklarını gördüğüm zaman evlerinde görmek istemedikleri şeylerin olduğunu biliyorum. Görme yetkileri bulanıklaştırarak kendilerince görmek istemedikleri şeylerin açıklığını ve netliğini bir derece azaltırlar."
Baş ağrıları; kendimizi yanlış, değersiz, geçersiz görmekten kaynaklanıyor. Bir daha başınız ağrıdığında, kendinizi hangi konuda hatalı bularak yargıladığınıza dikkat edin. Kendinizi affedin. Başınızın geçtiğini göreceksiniz. Migren türü baş ağrıları, mükemmeliyetçi olan ve bu yüzden kendilerine çok baskı yapan kişiler tarafından yaratılıyor. Migrende yoğun olarak bastırılmış kızgınlık vardır. İlginçtir ama migrenin başladığını fark eder etmez mastürbasyon yapıldığında hemen her defasında migren geçtiği görülüyor. Cinsel rahatlama gerginliği ve ağrıyı yok ediyor.
Sinüs ağrıları; hayatınızda size çok yakın olan birisinden rahatsızlık duyduğunuzu göstergesidir. O kişi tarafından ezildiğinizi hissediyor olabilirsiniz. Olayları kendimizin yarattığını unutuyoruz sonra da sıkıntılarımızın suçunu başkalarına atarak gücümüzü o kişiye vermiş oluyoruz. Hiç kimsenin hiçbir olayın hiçbir şeyin üzerimizde gücü yok. Zihnimize düşünen sadece bir kişi var; biz.
Boyun ve boğaz;
Boyun, düşüncelerimiz de esnek olma, sorunun öteki yüzünü görme , başka bir kişinin bakış açısını anlamayı temsil ediyor. Boynumuzla ilgili sorunlar; kendi bakış açımızın doğruluğu konusunda inatçı bir tutum sergilediğimiz anlamına geliyor. Mesela, boyun desteğiyle gezen birini gördüğüm zaman, bu kişinin hep haklı çıkmak isteyen konuya bir başka açıdan bakma konusunda inatçı bir kişiliği olduğunu biliyorum.
Boğaz, İstediğimiz şeyi söyleyebilme ve kendimizi ifade etme yeteneğini temsil ediyor. Boğazla ilgili sorunlar, bunları yapmaktan korkmak, hakkımız aramaktan çekinme, "ben buyum" demek cesaretini gösterememekten kaynaklanıyor. Kızgınlık, boğaz ağrılarının nedeni. Eğer soğuk algınlığı da varsa, zihinsel karışıklık yaşıyoruz. Larenjit, konuşamayacak kadar öfkeli olmak demek.
Bademcik ve tiroit sorunları; kendi isteklerinizi gerçekleştirememekten kaynaklanıyor. Engellenmiş yaratıcılığın sonucu oluyor.
Kollar; hayat deneyimlerini kucaklama kapasitesini ve yeteneğini simgeler. Duygu birikimlerimizi eklem yerlerinde depolarız.
Eller; elleri sıkmak korkudandır. Kaybetme korkusu, asla yetmeyeceği korkusu, bırakırsan gider korkusu. Size ait olan gitmez rahat olun, ellerinizi rahat bırakın.
Parmaklar; parmaklardaki sorunlar biraz yavaşlamanızı işaret eder.
Sırt; destek sisteminizi temsil eder. Sırt sorunları genellikle yeterince destek görmediğinizin ifadesidir. Üst sırt ağrıları; duygusal destek yoksunluğunun hissedilmesidir. "Kocam karım sevgilim vs beni desteklemiyor."
Orta kısım: suçluluk duygusuyla ilgilidir. Ekonomik endişeler vs çok fazlaysa alt sırt ağrılar fazla olur.
Akciğerler; hayatı doyasıya yaşamaktan korkmak anlamına geliyor. Ya da dolu dolu yaşamaya hakkımız olmadığını düşünüyoruz.
Göğüsler; bir şeye bir deneyime aşırı annelik yaptığımızı gösteriyor. Göğüs kanseri varsa; derin bir öfke kırgınlık da vardır. Korkularınızı aşın.
Kalp; kendimizi sevgi ve sevinçten yoksun bırakırsak, kalbimiz daralır ve soğur. Sonuç olarak kan sağlığını yitirir ve anemi anjin ve kalp krizi olur.
Mide sorunları; yeniliklere kolaylıkla adapte olamadığımızı gösterir. Bazı korkularımıza alışmalıyız, sakinleşmeliyiz.
Ülser; korkudan başka bir şey değil. Sevgi, ülserin ilacı. Kendini seven, kendisiyle barışık birinde ülser olmaz mesela. Kendini sev!
Cinsel organlar; Kadınlığımızdan ya da erkekliğimizden rahatsızlık duyuyorsak, cinselliğimiz reddediyorsak, bedenimizi kirli ya da günahkar olarak görüyorsak genital bölgede sorunlar yaratırız. Bu konularda açık olup, kendimizle barışmalıyız.
İdrar yolları enfeksiyonu; sorunların eşe duyulan kırgınlık ve öfkeden kaynaklandığını gözlüyorum.
Kalın bağırsak, artık ihtiyaç duymadığınız şeyleri bırakmayı, atmayı temsil ediyor. Kabızlık çeken kişiler, çok cimri olmasalar bile genellikle bir şeylerim yetmeyeceği korkusu ile yaşarlar.
Bacaklardaki sorunlar; öne adım atma korkusu ya da bir yolda ilerlemekteki kararsızlığınızın göstergesi.
Varis damarları; nefret ettiğiniz bir işte olduğunuza işaret eder.
Dizler; genellikle ileri doğru giderken, taviz vermekten korkar, katılaşırız. Bu eklem yerlerini sertleştirir.
Ayaklarımız; kendimiz ve hayat hakkındaki anlayışımızla ilgilidir.
Cilt; cilt sorunlarına kurtulmanın en iyi yollarından biri; kendinize günde yüzlerce defa, "kendimi onaylıyorum" demektir. Gücünüze sahip çıkın!
Astım; kendin için nefes almayı hak etmeme duygusu. Çocuklar aşırı duyarlılığa sahip oluyorlar. Çevrede tüm olan bitenlerden kendilerini sorumlu hissediyor ve suçluluk duyuyorlar.
Kanser; çok uzun süre bastırılmış derin kırgınlık. İçinize atmayın.
Hayatın sonsuzluğunda bulunduğum noktada her şey mükemmel, bütün ve tam. Bedenime iyi bir arkadaşım olarak bakıyorum. Bedenimin her hücresi kutsal zekaya sahip, bana ne sölediğini dinliyor ve önerinin geçerli olduğunu biliyorum. Daima güvendeyim. Sağlıklı ve özgür olmayı seçiyorum dünyamda her şey iyi ve güzel.