Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Geçtiğimiz günlerde oyun oynayan 2 çocuğunu evde bırakıp markete giden baba, eve döndüğünde korkunç bir manzarayla karşılaştı. Çünkü 11 yaşındaki kızı, ablasına sinirlenen 4 yaşındaki kardeşi tarafından 2 yerinden bıçaklanmıştı. Yaşanan bu vahim olayın bir gün sonrasında ise ailesinin PUBG adlı oyunu oynamasına izin vermediği 12 yaşındaki bir çocuğun tabancayla kendini kafasından vurduğu haberini aldık. Ne yazık ki son günlerde çocuklarla ilgili şiddet haberleriyle çok sık karşılaşıyoruz. Peki, yaşanan bu artışı ne tetikledi? "Değişen dünya, farklılaşan çocuk yetiştirme tarzları, sosyo-kültürel değişimler ve özellikle teknolojiyle birlikte medya alanındaki gelişmeler şiddetin yayılmasına neden oluyor” diyen Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, "Teknolojik gelişmelerle beraber çocuklar sanal dünyada birçok şiddet içerikli görsele ve yayına maruz kalıyor. Çocuklar arasında yaygınlaşan sanal şiddet, gerçek hayatta da benzer davranışların sergilenmesine zemin oluşturabiliyor" dedi.
“Öfke kontrolü ve şiddet eğilimleri bulaşıcı etki yaratır. Özellikle yetersiz gelir, işsizlik ve barınma gibi sorunlar yetişkinler açısından yoğun kaygı ve öfkeye neden olur. Yoğun öfke patlamaları yaşayan yetişkinlerin etrafında hayatı anlamlandırmaya ve öğrenmeye çalışan çocukların, sağlıklı bir öfke kontrolü sağlaması da pek mümkün değildir. Bu nedenle aileler, çocukların duygusal gelişiminde kritik bir rol oynuyor. Çünkü çocuklar, ailelerinden duygusal ve davranışsal örüntüleri öğreniyor. Yani ailelerin çocuklardaki öfke patlamaları ve şiddet eğilimiyle başa çıkmak için önemli sorumlulukları bulunuyor.” - Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik
AİLELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Ailelerin,çocuklara duygularını ifade etme, empati kurma ve iletişim becerileri gibi önemli konularda model olmaları gerektiğini söyleyen Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, “Ayrıca sınırlar belirleme ve kurallar koyma konusunda da etkin bir role sahipler. Eğitim ve destek sağlayarak çocukların, duygusal zeka ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmalılar. Ailelerin sağlıklı iletişim, empati ve sınırlar belirleme gibi becerileri geliştirmesi, çocukların duygusal gelişimini desteklemek açısından hayati öneme sahip” diye konuştu.
ÖFKE PATLAMASINDA EBEVEYN SAKİN KALMALI
Ailelerin çocukların yaşadıkları öfke patlamaları ve gösterdikleri şiddetle müdahale etmek için farklı stratejiler uygulayabileceklerini anlatan Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, “Öncelikle çocuk öfke patlaması yaşadığında, ebeveynler sakin kalmalı ve soğukkanlı bir şekilde tepki vererek durumu daha da kötüleştirmemeli. Çocuğuna sarılıp, duygularını ifade etmesi için destek olmalı. Bu sırada çocuğun sakinleşmesi için nefes alma veya sayma gibi sakinleştirici teknikler kullanılabilir. Öfke patlamasının ardından, çocukla duyguları hakkında konuşmak ve ona duygularını ifade etme konusunda cesaret vermek önemli” uyarısında bulundu.
“Duygularını anladığınızı ve ona destek olduğunuzu hissettirmek, çocuğun duygusal dengeyi yeniden kazanmasına yardımcı olabilir. Şiddet içeren davranışların kabul edilemez olduğunu net bir şekilde belirtmelisiniz. Çocuğa, öfke patlaması veya şiddet eğilimi gösterdiğinde hangi davranışların kabul edilebilir olduğunu ve hangilerinin kabul edilemez olduğunu açıklayarak, olumsuz davranışların sonuçlarını anlatmak faydalı olabilir. Son olarak eğer çocuğun öfke patlamaları veya şiddet eğilimi devam ediyorsa, bir uzmandan profesyonel destek alınmalı.” - Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik
PARÇALANAN AİLE YAPISI ŞİDDET DOĞURUYOR
Her vakanın kendi içinde farklı değişkenler barındırdığını aktaran Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, “Bir vakamda aile içerisinde düzen olmaması, aile ritüellerinin yerine gelmemesi (aile olarak yemek yememe, vakit geçirmeme ve çocuğa zaman ayırmama gibi) bir öykü vardı. Çocuk ilkokul 1.sınıfta eğitim görüyordu. Şiddet eğilimi o kadar artmıştı ki bütün okul çocuğun şiddetine maruz kalmıştı. Parçalanan aile yapısı içerisine bir de ekran bağımlılığı ve olumsuz içerikler barındıran online oyunlar çocuğun şiddetinin boyutunu giderek artırıyordu. Burada yapılan çalışmalarda aileye öncelikle aile dinamiklerinin tamir edilmesi gerektiği belirtildi. Ancak aile bu duruma uyum sağlayamadığı için şiddet giderek artmaya devam etti” bilgilerini paylaştı.
5 YIL ÖNCESİNE GÖRE NE DURUMDAYIZ?
5 yıl öncesine göre çocuklarda şiddet eğiliminde ciddi artışlar gözlendiğini açıklayan Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, “Çocuklar doğdukları andan itibaren tıpkı bir kayıt cihazı gibi anne, baba ve çevreyi rol model alarak kendi davranış biçimlerini oluşturuyor. Aile içi şiddet, ihmalkârlık ve artan ebeveyn ayrılıkları çocukların, yoğun kaygı yaşamasına ve öfke gibi duyguların düzenlemesinde oldukça zorlanmasına neden oluyor. Eğitim sisteminin rekabetçi yapısı da çocuklarda stres ve kaygı düzeylerini artırabilir” açıklamalarını yaptı.
“Çocukların küçük yaşta şiddete yönelmesinde genetik, çevresel ve sosyal faktörler yer alır. Bazı çocuklarda genetik faktörler nedeniyle doğuştan gelen zihinsel veya duygusal bozukluklar bulunabilir” diyen Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, “Örneğin, düşük empati seviyeleri veya düzensiz duygusal tepkiler gibi özellikler, çocuklarda şiddet eğilimini artırabilir. Ancak genetik faktörler tek başına bu davranışları açıklamak için yeterli değil” dedi.
'EN SIK VE YAYGIN GÖRÜLEN ŞİDDET SEBEBİ DEHB'
Son yıllarda çocukların öfke ve şiddet davranışlarındaki artışın bilimsel çalışmalarla da kanıtlandığını ve bunun nedenleriyle ilgili birçok faktörün araştırıldığını söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Ayten Erdoğan, “Şiddete uğrayan tarafın gördüğü zararı, hissettikleri acıyı göstermeyen şiddet içerikli oyunlar, diğer medya ürünlerinde şiddetin özendirici ve zevk veren bir şeymiş gibi vurgulanması ve çocukların aile tarafından yeterli şekilde gözetilmemesi bunlar arasında sayılabilir. Çocukların şiddet davranışında bulunmasında ailesel ve çevresel faktörlerin yanı sıra son yıllarda görülme sıklığı oldukça artan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve davranım bozukluğu gibi birçok psikiyatrik hastalık da rol oynuyor” detayını verdi.
"Şiddet davranışı nedeniyle her yaşta çocuğu tedavi ediyorum. Çocuğun şiddet davranışında bulunmasında ailesel ve çevresel faktörler yanında birçok psikiyatrik hastalık rol oynuyor" diyen Prof. Dr. Erdoğan sözlerini şöyle noktaladı:
"Bunlardan en sık ve yaygın görüleni dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğudur. Bu durumda çocuğun dürtülerini ve kendini kontrol etme becerileri oldukça yetersizdir. Etkili anne, baba ve öğretmen tutumu olsa da sorun çocukta olduğu için bu davranışlar devam eder. Ancak DEHB tedavisi yüz güldürücüdür ve çok etkili ilaç tedavisiyle çok olumlu sonuçlar alınır. Diğer şiddet davranışına neden olan bozukluklar, davranım bozukluğu ve duygudurum bozukluğudur. Tedaviyle bütün bu psikiyatrik bozukluklarda önemli iyileşme sağlanabiliyor. Çocukların şiddet davranışlarıyla ilgili pek çok durumla karşılaştım ancak en ilginçleri, 3 yaşında tenekeleri bile dişiyle parçalayan bir kız çocuğu ve 11 yaşında annesinin kolunu ısırarak etini koparan bir erkek çocuğuydu.”