08.05.2019 - 11:16 | Son Güncellenme:
Ramazan ayında kalp hastalarının zihnini kurcalayan en önemli soruların başında oruç tutmalarının sakıncalı olup olmadığı geliyor. Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Sinan Coşkun Turan, “Doğru şekilde tutulan oruç insan vücudu için yararlı sayılıyor. Orucun koroner kalp hastalığından koruduğu, koroner kalp hastalarında ise hastalığın ilerlemesini önlediği veya azalttığı görülmüştür.” diyor.
Doğru şekilde tutulan oruç, koroner kalp hastalığından koruyor
Doğru şekilde tutulan oruç insan vücudu için yararlı sayılıyor. Araştırma sonuçlarına göre, oruç tutanlarda damar sertliğinin daha az olduğu, insülin duyarlılığının arttığı, oruç sayesinde kalp damar sistemindeki pıhtılaşma mekanizmaları, kolesterol ve koroner kalp hastalığı için bir risk faktörü olan homosistein gibi maddeler üzerinde olumlu yönde değişimler olduğu ve strese dayanmanın kolaylaştığı belirtilmiştir. Bu sonuçlarla, orucun koroner kalp hastalığından koruduğu, koroner kalp hastalarında ise hastalığın ilerlemesini önlediği veya azalttığı görülmüştür.
Yetersiz ve dengesiz beslenme, kalp krizi ve felç riskini arttırıyor
Oruç tutarken iftarda alınan gıdalara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü oruç sırasında hiçbir sıkıntı yaşamayan ancak yemeklere aşırı yüklenmelerinden dolayı acil servislere kalp krizi, felç, tansiyon veya şeker koması belirtileriyle başvuran kişilerin sayısında ciddi bir artış yaşanıyor. Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için de süt ve süt ürünleri, et-yumurta, kuru baklagiller, sebze-meyve ile ekmek ve tahıl grupları tercih edilmelidir. Ağır yemeklere dayanan bir oruç, sağlığa yararlı olmak bir yana, kalp krizi ve felç riskini artırabiliyor. Hava sıcaklığı nedeniyle kaybolan su ve mineral kaybını telafi için iftardan itibaren sahur sonuna kadar bol su ve ayran, taze sıkılmış meyve-sebze suları alımına özen gösterilmelidir.
Oruç tutabilirlik hastalığın türüne ve kişinin durumuna göre değişir
Oruç tutarken kalp hastalıklarını belirli kategorilere ayırarak incelemek gerekir. Kalp hastalarının oruç tutması hastalığın türüne, derecesine, kişinin durumuna, kişinin oruçtan ve iftarda beslenmeden ne anladığına göre değişir. Hiçbir yakınması olmayan, oturduğu yerde bile nefesi tıkanan, tansiyonu yükselen/çok düşen veya odasındaki klimanın altında masa başında görev yapan, işi gereği güneşin altında tarlada ya da inşaatta çalışmak zorunda olan bir kalp hastası için oruç değişkenlik gösterir. Ramazan’da oruç tutabilecek kalp hastaları olduğu gibi, kesinlikle tutmaması gerekenler hastalar da vardır.
Ramazanda oruç tutmak hangi kalp hastaları için sakıncalıdır?
-Durduğu yerde veya günlük sıradan işlerde dahi göğüs ağrısı, nefes daralması, çarpıntı, baş dönmesi-göz kararması yaşayan, tansiyonda aşırı düşme veya yükselmelerin sık yaşandığı ve bundan dolayı gün içinde çok sayıda ilaç kullanması gereken hastalar,
-Son birkaç ay içinde kalp sorunu nedeniyle acil servise başvurmuş veya hastaneye yatırılarak tedavi görmüş olanlar,
-Son 3 ay içinde kalp ameliyatı geçirmiş olanlar,
-Yakın zamanda iki veya daha fazla bayılma atağı veya buna yakın tablo yaşamış olan hastalar,
-Tansiyon düşürücü ve idrar söktürücü etkili çok sayıda ilaç kullanmak zorunda olan, düzenli tedaviye rağmen hastalık belirtilerinin sık nüksettiği, tansiyondaki aşırı düşme veya yükselmeleri henüz kontrol altına alınamamış hastalar,
-Kalp hastalığına ciddi böbrek yetersizliği veya insülin gerektiren şeker hastalığının eşlik ettiği hastalar.
Bu durumlar söz konusu değilse, hastayı takip eden doktorun da onay vermesi kaydıyla kalp hastaları oruç tutabilir. Oruç tutmasına müsaade edilen kalp hastalarının da dikkat etmesi gereken koşullar vardır, bunlar sağlıklı kişiler için de geçerli olan durumlardır.
Kalp hastaları oruç tutarken dikkat!
-İftarda tokluk oluşana kadar yemek önemli hatalardan biridir. Doymaya meydan vermeden, yavaş yiyerek ve sadece açlığı yatıştırıp sofradan kalkılmalıdır. İstenen şeyler daha sonra mideyi doldurmadan ve 2 saat aralıklarla yenebilir.
-İftardan sonra en azından her saat başı bir bardak su içilmelidir.
-Aşırı yağlı yemekler ve tatlılar yerine daha hafif gıdalar tercih edilmelidir.
-Sahura kalkmadan oruç tutmak önemli bir hatadır. Uyku bölünse dahi sahura kesinlikle kalkılmalı ve az da olsa bir şeyler yenilmelidir. Sahur yemeği kahvaltı gibi hazırlanmalı ve sahurda çok yemek uzun süre tok tutar inancından vazgeçilmelidir. Çünkü sahurda ne kadar çok yenirse ve kan şekerini yükselten tatlılar ne kadar fazla tüketilirse, gün içinde o kadar çabuk acıkılır.
-Öğlen saatlerindeki uyku, son derece dinlendiricidir ve vücuttaki bütün stresi alır. Öğle uykusu uyuyanların, uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski önemli ölçüde düşmektedir.
-Gündüz içilemeyen sigaraların iftar sonrası ardı ardına içilmesi diğer büyük yanlışlardan biridir. Sigara içmemek en iyisi olmakla beraber, içilecekse de sigara adedini mümkün olduğunca az tutmak gerekmektedir