01.07.2016 - 12:38 | Son Güncellenme:
Ramazan ayı boyunca beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler nedeniyle, bayramda normal yeme düzenine geçişte bazı konulara dikkat edilmesi gerekir. Uzun saatler boyunca tutulan oruç metabolizmayı yavaşlatır ve vücudumuz bu sisteme alışır. Bu sebeple Ramazan’ın hemen ardından gelen Ramazan Bayramıyla birlikte, metabolizmadaki düzensizlikler nedeniyle beraberinde sağlık sorunları boy göstermeye başlar.
Bayramın en güzel yanı, aile ziyaretleri ve o müthiş bayram sofralarıdır. Sofrada geçirilen zamanların uzun olması ve yapılan her yemeğin tatma isteği, fark etmeden fazla yemek tüketilmesine neden olur. 1 aylık oruç süresinin ardından birdenbire tüketilen aşırı yemekler, ağır şerbetli tatlılar,kafeinli içecekler, çikolata ve şekerlemeler sindirim sisteminde ve diğer organlarda çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Bunların en önemlisi hazımsızlık, mide ve bağırsak problemleridir. Bu nedenle bayramda yeme disiplinini olabildiğince korumak, bayram sonrası düzene daha kolay alışmayı sağlayacaktır.
Peki, tüm yeme içme yasaklarının kalktığı bu günlerde nasıl davranacağız? Ramazan Bayramı’nda sağlığımızdan olmak istemiyorsak, ölçülü beslenmeyi öğrenmeliyiz. Sağlıklı ve dengeli beslenmek özellikle Ramazan Bayramı’nda daha büyük önem taşır. Oruç zamanı bünyenin alışmış olduğu beslenme alışkanlığından yavaş yavaş düzenli beslenmeye geçilmelidir. Oruçta ikiye inen öğün sayısını yavaş yavaş 3 ana ve 3 ara öğüne çıkartırken itinalı davranmak gerekir. Oruçluyken yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için ara öğün alışkanlığı çok önemlidir. Sadece ikram edilen tatlılarla öğün geçiştirmek yapılabilecek en büyük hatalardan biridir.
Ramazan Bayramı’nda ana öğünlerde karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller bakımından zengin beslenmeli, kahvaltıyı asla aksatmamalı, su tüketimine ağırlık verilmeli ve ara öğünlerde çok fazla tatlı türü gıdalar yememeye özen gösterilmelidir.
Bayramın ilk günü sahurda yaptığımız gibi hafif bir kahvaltıyla güne başlamalı ve gün boyu asla hiçbir öğün atlanmamalıdır.
Ramazan bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine çok dikkat edilmeli, aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır.Baklava - kadayıf yerine mümkünse meyveli ve sütlü tatlılar tercih edilmelidir.
Ramazan süresince yediğimiz sahur yemekleri, Ramazan sonrasında asla gece yemek şeklinde sürdürülmemelidir.Abur cubur tarzı yiyecekler, içeriği bilinmeyen ürünler, kızartmalar, kavurmalar, salam sosis vb. yiyeceklerden de her zamanki gibi uzak durulmalıdır.
Özellikle bayram süresince sıvı alımı arttırılmalı, günde yaklaşık 1.5- 2 litre su içilmelidir. Şekersiz komposto, ayran gibi sıvı besinlerle de sıvı ihtiyacı desteklenebilir.
Ramazan ayı süresince oruç nedeniyle yaşanan kabızlık gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından, mevsiminde önerilen miktarda sebze ve meyve tüketimi önemlidir. Öğünlerimizden birinde mutlaka sebze ve salata olmalıdır.
Bayramlık Pirinçlerinizi Hazırlayın
Bayramda sebze, meyve, yağsız et ve fasulye gibi sağlıklı besinlerle birlikte yenen pirinç, dengeli bir beslenme düzeni sağlamaya yardımcı olabilir. Özellikle esmer pirinç yiyen çocuklar ve yetişkinler; folat, B vitamini, potasyum, lif ve A vitamini gibi önemli besin maddelerinden daha yüksek miktarda içeren bir beslenme düzenine sahip olur.
Yapılan araştırmalar, esmer pirinç tüketen kişilerin, beslenme düzenlerindeki ilave şeker miktarını 4 çay kaşığı (16 gram) kadar azalttığını ve doymuş katı yağ oranını 7 gram düşürdüğünü ortaya çıkarmıştır.
Bayramda, besin tüketiminin kısıtlandığı bir dönemden çıkılmış gibi hissedilse de, kontrolsüz besin tüketimi engellenmeli; sofranın başına oturup tek seferde çok fazla ve hızlı yemek yeme, az su içme, ara öğün atlama, şekerli besinlere gereğinden fazla yönelme ve hareketsiz yaşam sürdürme alışkanlığından kesinlikle vazgeçilmelidir.
Uzman Diyetisyen Nesrin ERİŞ