04.09.2023 - 09:05 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Kim Ung-yong, 8 Mart 1962’de Güney Kore’nin başkenti Seul’de bir hastanede hayata gözlerini açtığında ilk etapta yalnızca ailesi için özel bir çocuktu. Ancak ondaki sıra dışılık zaman içinde sadece ailesinin değil, çevresindeki herkesin dikkatini çekti. Henüz daha bir yaşındayken hem Kore alfabesinde hem de dünyanın en zor dillerinden biri olarak kabul edilen, çok sayıda farklı karakterin yer aldığı Çin alfabesinde ustalaştı. Üç yaşına bastığında karmaşık matematik problemlerini dahi çözmeye başlayan Kim, aynı dönemde ailesinin de yardımıyla hem İngilizce hem de Almanca dillerinde 247 sayfalık bir deneme, kaligrafi ve illüstrasyon kitabına imza attı. Zekasıyla herkesi kendine hayran bırakan Kim, Batı'da "8 yaşında NASA'da çalışan çocuk" olarak anılsa da onun yaşam yolculuğu aslında daha da şaşırtıcı pek çok detaya sahip.
Kim Ung-Yong'un zekası, kısa süre içinde önce Güney Kore’de sonrasında ise tüm dünyada ilgi görmeye başladı. Küçük çocuk 5 yaşına geldiğinde Korece, Japonca, İngilizce, Almanca ve Fransızca dillerini akıcı şekilde konuşabiliyordu. Aynı dönemde Güney Kore'deki Hanyang Üniversitesi'nde fizik derslerine bile katılmaya başlamıştı. Yakaladığı popülerlikle televizyon programlarında 'dahi çocuk' olarak konuk edilen Kim, 7 yaşında yapılan bir zeka testinde 210 IQ puanı ile Guinness Rekorlar Kitabı'na da adını yazdırdı. Kim’in rekoru bir süre sonra kırılacak olsa da küçük çocuğun ünü tüm dünyayı etkisi altına alacaktı.
HENÜZ 8 YAŞINDA NASA'DAN DAVET ALDI
Kim Ung-yong'un olağan dışı zekası, uluslararası çapta gündeme geldikten sonra dünyaca ünlü saygın kurumların ilgisi de küçük çocuğun üzerinde toplanmaya başladı. Bu kurumlardan biri de ABD Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi yani NASA'ydı. Küçük Kim, 8 yaşına geldiğinde NASA onu ABD'de eğitim görmeye davet etti. Kim henüz daha 8 yaşındayken NASA’da görev almaya başladı ve bu süre zarfında sıra dışı hafızası ve karmaşık matematik problemlerini çözme yeteneğiyle kendisinden yaşça büyük meslektaşlarının ağızlarının açık bıraktı.
Kim'in ailesi, NASA davetinden sonra çocuklarının geleceğinin artık garanti altına alınmış olduğunu düşünüyordu. Ancak NASA’da genç yaşta işe girmek kulağa etkileyici gibi gelse de süreç aslında pek de tahmin edildiği gibi ilerlemedi. Küçük çocuğun bir günü yaşıtlarından çok farklıydı. Gün içerisinde uyuyor, yemek yiyor, denklem çözüyor ve hayatını tamamen bu rutinde devam ettiriyordu. Bütün bunları yaparken kendini yalnız ve yalıtılmış hissediyordu. Birlikte çalıştığı, kendisinden yaşça büyük ve sosyalleşemeyecek kadar meşgul yetişkinler dışında hiç arkadaşı yoktu.
Kim, hayata fazlasıyla erken atılsa da ergenlik dönemini sancılı geçirdi. İç dünyasında kopan fırtınalar ve yaşadığı yalnızlık hissi zaman içerisinde içinde bulunduğu kuruma olan bağlılığını sarsacak düzeye ilerliyordu. Sıkı çalışması ve ilginç fikirlerinden ötürü itibar kazansa da hakkının teslim edilmediğini düşünmeye başlamasıyla birlikte NASA'dan kopuş süreci de artık hız kazanmaya başlamıştı. 8 yaşında adımını attığı NASA'da yaklaşık 10 yıl kalan Kim Ung-yong, kurumla bağlarını kopardı ve 1978 yılında ülkesi Güney Kore'ye döndü.
'BAŞARISIZ BİR DAHİ' OLARAK YAŞADI
Güney Kore'ye döndükten sonra yeni bir iş bulabilmek için Güney Kore eğitimini resmi olarak tamamlaması gereken Kim, iki yıl içinde lise denklik diplomasını aldı ve inşaat mühendisliği okumak için bir üniversiteye kaydoldu. Kim'in NASA’dan ayrılması birçok kişinin onu eleştirmesine ve 'başarısız dahi' yorumları yapılmasına sebep oldu. Genç adam, hayatı boyunca bu eleştirilerle karşılaşmaya devam etse de bir süre sonra kendisi hakkında yapılan yorumları dikkate almamaya başladı.
Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yüksek lisans ve doktora yapan Kim, eğitim hayatını tamamladıktan sonra ilk etapta yerel bir şirkette orta düzey yönetici oldu. 2007 yılında Chungbuk Üniversitesi'nde yardımcı öğretim üyesi olarak çalışmaya başlayan Kim, 2014 yılında profesör olma hayalini gerçekleştirdi. Çalıştığı şirketten ayrılan Kim, 51 yaşında doçent olarak Shinhan Üniversitesi’nde çalışmaya başladı.
'MUTLU OLDUĞUMU ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM'
Akademide aldığı görevin ardından basına konuşan Kim, "Kendimi gelecek nesiller için öğretmenlilk yapmaya adayacağım" dedi ve hakkında yapılan olumsuz eleştirilere şu yanıtı verdi:
"İnsanlara bu halimden mutlu olduğumu anlatmaya çalışıyorum. Peki neden insanlar benim mutluluğumu başarısızlık olarak adlandırmak zorunda? Bazıları yüksek IQ'ya sahip insanların her şeye kadir olabileceğini düşünüyor ama bu doğru değil. Bana bakın, ne müzik yeteneğim var ne de sporda başarılıyım. Toplum kararımı yargılamamalı. Herkesin farklı öğrenme seviyeleri, umutları, yetenekleri ve hayalleri vardır ve buna saygı duymalıyız."
'HERKES ÖZEL BİRİ OLMAYA ÇALIŞIR AMA...'
Bugün 61 yaşında olan Kim, akademisyenlik görevine hâlâ devam ediyor. O, özellikle de ülkesindeki birçok kişiye göre yaptığı seçimle bir deliliğe imza atan, herkesi büyük bir hayal kırıklığına uğratan, güçlü potansiyelini bozuk para gibi harcamış bir yetenek. "İnsanlar her zaman sıradan mutluluklarını ihmal ederek özel biri olmaya çalışırlar. Ama mutluluğun, arkadaşlıkları beslemek, okuldaki arkadaşlarla unutulmaz anları paylaşmak gibi sıradan şeyler olduğunu bilmeliler" diyerek insanların mutlu olacağı tercihleri seçmesinin önemini vurguluyor. Başarı ve mutluluğun en çok da para ya da kariyere bağlı olduğunu düşünenler ise onu ve mutluluğunu anlamamaya devam ediyor.