19.08.2009 - 10:19 | Son Güncellenme:
Ancak yaşamın her döneminde olduğu gibi ramazanda da amaç “yeterli ve dengeli beslenme” olmalıdır.
Ramazan sofraları özeldir, bu ayın toplum yaşamında önemli bir yeri vardır. Bir ay süresince yemekler istenilen zamanda yenilemediği için sahur ve iftar yemeklerine ayrı bir özen gösterilir. Sahur yemeği normal kahvaltıya benzer, ama daha geniştir. İftar ise akşam yemeğinden çok daha zengin hazırlanır. Bu nedenle, ramazanla birlikte insanların beslenme alışkanlıklarında değişiklikler oluşur, öğün düzeni ve saati ile tüketilen miktarlarda artış en önemli değişikliklerdir. Ancak yaşamın her döneminde olduğu gibi bu dönemde de amaç ‘yeterli ve dengeli beslenme’ olmalıdır, bir ay kısa bir zaman değildir bu sebeple beslenme düzenine gereken önem mutlaka gösterilmelidir.
Az ve sık beslenme kuralına uymak mümkün mü?
Ramazan ayında yemek saatlerinin değişmesine rağmen dengeli ve yeterli beslenmek mümkündür. Oruç tutan kişiler, ramazan ayında uzun süren açlıkla karşı karşıya kalıyor. Bu açlık süresi içinde kan şekeri düşüyor. İftarda birden fazla miktarda yemek yenildiğinde kan şekeri yükseliyor. Eğer kişi sahura da kalkmıyorsa kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde başlıyor ve daha düşük değerlere ulaşıyor. Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi, kan şekerini dengelemek için mutlaka uygulanmalıdır.
Nasıl yeterli ve dengeli beslenmeli?
Ramazan ayının gelmesiyle genelde üç öğün olan günlük beslenme, iki öğün hatta bazı bireyler için tek öğüne düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı, börek tüketimi artıyor. Buna karşılık sebze, meyve ve beyaz et tüketimi azalıyor. Oysa unutmamak gerekir ki ramazan, bayram, tatil ne olursa olsun günlük almamız gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları değişmez. Yeterli ve dengeli beslenme her besin grubundan her gün dengeli bir tüketimi esas alır. Bu besin gruplarının bir gün içinde tek bir öğünde tüketilmemesi ve küçük öğünlere bölünerek tüketilmesi önemlidir. Ramazan ayında öğün sayısının üç - dört olması ve her öğünde her besin grubundan tüketilmeye çalışılmak önemlidir.
Beş temel besin grubu vardır:
1 - Süt - yoğurt grubu
2 - Et ve ürünleri
3 - Ekmek ve tahıllar
4 - Sebzeler
5 - Meyveler
Ramazanda kimler risk altında?
Kronİk hastalığı olup sürekli ilaç kullanması gerekenler mutlaka ilaç saatleri ve dozu ile uzun süreli açlığı hekimlerine danışmalı.
Emzİren anneler ve hamileler için uzun süreli açlık önerilmez.
Şeker hastalarının, özellikle insüline bağımlı olanların mutlaka hekim izni alması ve ardından bir beslenme uzmanından günlük beslenme planını alması gereklidir.
Çocuklar günlük enerji kullanımı ve gelişmekte olan vücut yapıları sebebiyle oruç tutmak konusunda riskli gruptadır. Özellikle dokuz yaşın altındaki çocuklar oruç tutmamalıdır.
Seyahatte olanlar, akli dengesi ve psikolojik durumu bozuk olanlar da oruç tutmayabilir.
65 yaş üzerindekiler, böbrek hastaları ve diyalize bağımlı olanlarla kan şekerinde ani düşme (hipoglisemi) problemi yaşayanlar oruç tutma konusunda risk altındadır.
Mİde ve bağırsak gibi sindirim sistemi rahatsızlığı olanlar, uzun süreli açlığın ardından hızlı yemek yerlerse sorun yaşayabilirler.