Zina ortağı, tazminat öder mi?

Eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken karşı cinsten biriyle cinsel birliktelik gerçekleştirmesi durumunda zina sebebiyle boşanma davası açılabilir.

Zina fiillerine maruz kalan eşin, diğer eşten manevi tazminat talep edebilmesi mümkündür. Ancak zina fiillerine maruz kalan eşin, üçüncü kişiden (zina ortağından) tazminat talep edip edemeyeceği konusunda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bu görüş ayrılıklarının sonrasında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu tarafından yapılan değerlendirmede ise şu tespitlere yer verilmiştir:

Haberin Devamı

“Evlilik birliğinin tarafı olmayan ve dolayısıyla sadakat yükümlülüğü bulunmayan üçüncü kişinin eşler arasındaki evlilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklere uyma zorunluluğu bulunmamaktadır. Eşlerden biri, yalnızca diğer eşten sadakat yükümlülüğüne uygun davranmasını talep edebilir. Üçüncü kişinin sadakat yükümlülüğünün bulunmaması nedeniyle, evli eşle birlikte olan üçüncü kişinin bu davranışının diğer eşin kişilik haklarına doğrudan bir saldırı niteliğinde olduğu söylenemez.

Üçüncü kişinin katıldığı aldatma eylemi ile bağlantılı olmakla birlikte sadakatsizlik olgusundan farklı olarak, bağımsız, özel ve nitelikli bir kişilik hakkı ihlali durumunda, manevi tazminat sorumluluğunun doğacağında tereddüt bulunmamaktadır. Bu kapsamda örneğin, aldatma eylemi ile bağlantılı olarak üçüncü kişinin, aldatılan eşin konut dokunulmazlığını ihlal etmesi, özel yaşamına müdahale etmesi, sır alanına girmesi, ele geçirdiği bazı özel bilgileri ifşa etmesi, kullandığı söz ve diğer ifadeler ile onur ve saygınlığını zedelemesi gibi eylemlerinde hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği şüphesizdir.

Hâl böyle olunca, üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilen başkaca bir kişilik hakkı ihlali bulunmadıkça, salt evli bir kişiyle birlikte olmak şeklindeki eyleminden dolayı aldatılan eşin üçüncü kişiden manevi tazminat isteyebilmesinin mümkün bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” (2017/5 E., 2018/7 K., 06.07.2018 T.)

Yüksek Mahkeme tarafından yapılan bu değerlendirmeye göre, Medeni Kanunda eşlerin birbirine karşı sadakat yükümlülüğü açıkça düzenlenmiştir. Ancak sadakat yükümlülüğü, sadece eşlerin birbirlerine taahhüt ettikleri bir yükümlülüktür. Üçüncü kişilerin tarafların evliliklerine sadakat borcu bulunmamaktadır. Hatta bu kişilerin taraflar arasındaki evlilik birliğini bilmesi ya da bilecek durumda olması da sonucu değiştirmemektedir. Bu kapsamda zina fiillerine ortak olan kişinin, bu fiillerine dayanarak manevi tazminata mahkum edilmesi mümkün değildir.

Haberin Devamı

Ancak zina fiillerine ortak olan kişinin sadakatsizlik olgusundan farklı olarak, bağımsız, özel ve nitelikli bir kişilik hakkı ihlali durumunda ise manevi tazminat sorumluluğu devam etmektedir. Bu kapsamda zinaya ortak olan kişi, aynı zamanda hakaret veya tehditlerde bulunur, özel hayatın gizliliğini ihlal eder ve benzeri şekillerde kişilik haklarına yönelik saldırılarda bulunursa hukuki ve cezai sorumluluğu devam etmektedir.

Sağlıklı Günler

Avukat Yaşar ÖKSÜZ

avyasaroksuz@gmail.com

05455443550

Haberin Devamı