Yoksulluk nafakası çoğunlukla, irat (belirli zamanlarda ödeme) şeklinde hükmedilmektedir. Ancak MK 176 gereğince yoksulluk nafakasının toplu olarak ödenmesine de karar verilebilir.
Yoksulluk nafakasının toplu olarak hükmedildiği hallerde, kaldırılması mümkün değildir.
Yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenmesine karar verilmesi durumunda ise nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkar. Bu tür durumlarda yoksulluk nafakasının kaldırılması için dava açılmasına ihtiyaç bulunmamaktadır.
Nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi durumlarında da yoksulluk nafakasının kaldırılması mümkündür. Ancak bu tür durumlarda yoksulluk nafakasının kaldırılması davası açılması gerekir.
Çalışamayacak hale geldiği ve yoksulluk nafakası ödeme güçlüğü çektiği sabit olan nafaka borçlusunun, nafaka ödemesi yapması gerekip gerekmeyeceği konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan güncel bir değerlendirmede şu tespitlere yer verilmiştir;
“Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Eldeki davada kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yoksulluğa düşen davacı bel rahatsızlığı sebebiyle işten ayrılmak zorunda kalmıştır. Gündelik işlerde çalıştığı, düzenli bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 23.12.2014 tarihli dava dilekçesi ile davacı, nafaka ödemelerini büyük güçlükler içinde yaptığını artık ödeme imkânının kalmadığını belirtmiştir. Davalı da nafaka alacağı için İcra Mahkemelerine şikâyetlerde bulunduğunu, davacının bir kez beraat edip, bir kez de tazyik hapsiyle cezalandırıldığını, sonuncu şikâyetinin ise hâlen derdest olduğunu 03.03.2015 tarihli cevap dilekçesinde bildirmiştir. Dolayısıyla, boşanma sonrasında yapılan nafaka ödemelerinin de büyük güçlüklerle gerçekleştirildiği nafaka borçlusunun ödeme zafiyeti içinde bulunduğu kuşkusuzdur.
Tarafların eldeki davada tespit edilen mali durumlarından davacının gündelik işlerde çalışıp aylık gelirinin 500,00 -750,00TL arasında değiştiği, davalının ise sigortalı bir işte çalıştığı ve aylık 1.000,00TL gelirinin bulunduğu görülmektedir. Bu durumda da, nafakanın kaldırılması hakkaniyete, yoksulluk nafakasının temelinde yatan sosyal ve ahlaki fikre uygun düşecektir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1009 E., 2019/1179 K., 14.11.2019 T.)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan bu değerlendirme, tüm mahkemeler bakımından bağlayıcı niteliktedir. Bu kapsamda ekonomik olarak çalışamayacak hale gelen ve yoksulluk nafakası altında ezilen kişinin, nafaka alacaklısının da çalışma hayatının içerisine girdiği durumlarda yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekmektedir.
Sağlıklı Günler
Avukat Yaşar ÖKSÜZ
avyasaroksuz@gmail.com
05455443550