1. Velayette Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?
Velayet davalarında halk arasında doğru bilinen, ancak Medeni Kanun hükümleri ile hiçbir şekilde bağdaşmayan yanlışlar bulunmaktadır. Söz gelimi toplumda velayet davalarında erkek çocuğun babaya verileceği, kız çocuğunun ise anneye verileceği düşüncesinin zaman zaman olduğu görülmektedir. Bu hususta hiçbir hukuki metin bulunmadığı gibi yüksek mahkemelerin de bu hususta hiçbir değerlendirmesi olmamıştır. Tam aksine birden fazla çocuğun bulunması durumunda, ciddi bir tehlike ya da engel olmadığı takdirde kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması gerekir. Hatta taraflar, kendi aralarında çocuklarının ayrılmasına karar vermiş olsalar dahi hakim, bu hususun çocukların menfaatlerine uygun düşmeyeceğine kanaat getirerek kabul etmeyebilir.
Tarafların kendi aralarında yapacakları sözleşme veya noterden düzenleyecekleri evraklarla, velayete dair değişiklikleri yapabileceklerine dair değerlendirmeler de hatalıdır. Nitekim velayet, niteliği itibari ile kamu düzenine ilişkin olup; bu husustaki değişikliklerde mahkemeler yetkilidir.
Yine benzer şekilde eşlerin boşanmaları ve sonasında velayet sahibinin evlenmesi durumunda, velayet hakkının diğer tarafa geçeceğine dair değerlendirmeler de hatalıdır. Nitekim MK 349 gereğince velâyete sahip anne veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.
Toplumdaki yaygın inançlardan birisi de küçük çocukların velayetlerinin babaya verilmeyeceğine yöneliktir. Bu husustaki değerlendirmeler genel hatları ile doğrudur. Nitekim Yargıtay içtihatları ile anne bakımına muhtaç çocukların ciddi bir tehlike ya da zorunluluk olmadığı sürece, velayetlerinin anneye verilmesinin daha uygun olacağı değerlendirmelerinde bulunmuştur. Ancak velayetin hiçbir şekilde babaya verilemeyeceğini söylemek de doğru değildir.
2. Velayetin Kapsamı Nedir?
Velayet hakkı sahibi, çocuğun bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda söz sahibidir. Bu kapsamda evlilik birliği içerisinde velayet hakkı sahibi olan anne ve baba;
- Çocuklarının bakım ve eğitimi konusunda menfaatine uygun olarak karar alabilme,
- Çocuğun adını ve dini eğitimini belirleme,
- Bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlamak ve koruma,
- Yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitimi sağlama konusunda söz sahibidir.
3. Velayet Altındaki Çocuğun Sorumlulukları Nelerdir?
Velayet hakkının tam olarak kullanılabilmesi için çocuğun da anne ve babasına karşı sorumlulukları bulunmaktadır. Bu kapsamda çocuk, anne ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür. Yine benzer şekilde çocuk, anne ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz. Ancak velayet hakkı sahibi olan anne ve baba, velayete dair haklarını kullanırken olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanır; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutmakla mükelleftir.
4. Velayet Altındaki Çocuğun Borçlanması Mümkün Mü?
Velayet altındaki çocuk, kendi anne veya babası ya da üçüncü kişi ile arasında alım satım, kira ve benzeri hukuki bir işlem gerçekleştirebilir. Ancak bu tür işlemlerde çocuğun borçlanması, bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır. Bu kapsamda velayet altındaki çocuğun mallarının satılması ya da velayet altındaki çocuğu borçlandıracak şekilde bir mal alınması durumlarında müşterek çocuğa kayyım atanması için dava açılması ve bu durumun hakim tarafından da uygun görülmesi gerekir.
5. Velayetin Kaldırılması Hangi Durumlarda Mümkün?
Velayet hakkının kendisine tanıdığı hakları kullanan anne ve baba, çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde bu konuda çare bulmakla mükelleftir. Ancak bu tür durumlarda anne ve baba, duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse MK 346 çerçevesinde hâkime başvurarak, çocuğun korunması için uygun önlemleri alınmasını talep edebilme hakkına sahiptir. Bu tür durumlarda hakim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır. Ayrıca MK 346 gereğince bu tür durumlarda anne ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler devletçe karşılanır.
Çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa MK 348 gereğince hâkim, anne ve babadan velâyetin kaldırılmasına karar verebilir. Ancak velayetin kaldırılmasına karar verilebilmesi için, anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi ya da anne ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması gerekir. Velâyet, anne ve babanın her ikisinden kaldırıldığı durumlar çocuğa bir vasi atanır.
Mutlu Günler
Av. Yaşar ÖKSÜZ
0212 708 42 44