Velayet Kime Verilir?

1. Velayet Nedir?

Velayet, reşit olmayan veya kısıtlanan ergin çocuğun, bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda anne-babaya tanınan hak ve sorumlulukların bütünüdür.

Velayeti ilişkin konular, sadece çocuğun geleceğini değil toplumu da ilgilendirmektedir. Bu sebeple velayete ilişkin dava ve talepler kamu düzenindendir.

Yine velayet, niteliği itibari ile bir bütündür. Bu sebeple velayet hakkı sahibi olan taraf, çocuğun bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda tek başına karar alabilme hakkına sahiptir.

Haberin Devamı

2. Velayeti Kim Kullanır?

Çocuğun evlilik birliği içerisinde dünyaya gelmesi durumunda velayet hakkını anne-baba birlikte ve eşit olarak kullanılır. Anne ve baba dışındaki kişilere velayet hakkının verilmesi kural olarak mümkün değildir. Bu sebeple çocuk üzerinde ne kadar emeği ya da yakınlığı olursa olsun amca, hala, teyze, dede, büyükanne, büyükbaba gibi akrabalar velayet hakkı sahibi olamaz. Bu kişiler ancak şartları oluşması halinde vasi olabilir.

Anne ve baba dışında kişilerin velayet hakkı sahibi olamayacağı kuralının tek istisnası, evlat edinmedir. Her ne kadar anne-baba olmasa da evlat edinenin de çocuk üzerinde velayet hakkı bulunmaktadır.

Çocuğun, evlilik birliği dışında dünyaya gelmesi durumunda ise velâyet, anneye aittir. Ancak annenin küçük veya kısıtlı olması durumunda hâkim, çocuğun menfaatine göre vasi atayabileceği gibi velâyeti babaya da verebilir.Çocuğun, evlilik birliği dışında dünyaya gelmesi durumunda çocuk ile baba arasında soybağı, çocuğun annesi ile evlenmesi, çocuğu tanıması veya hakim kararı sonrasında mümkündür.

Evlilik birliği içerisinde eşlerden birisinin vefat etmesi durumunda ise velayet, hayatta kalan eş tarafından kullanılır.

3. Velayetin Kime Verileceği Nasıl Belirlenir?

Velayetin kime verileceği konusunda hakimin geniş bir takdir hakkı bulunmaktadır. Bu takdir hakkı çerçevesinde hakim, velayetin kime verileceğini belirlerken özellikle çocuğun üstün menfaatini göz önüne alacaktır. Bununla birlikte hakim, çocuğun ihtiyaçlarını, yaşını ve tarafların ruhsal, fiziksel, sosyal, ahlaki ve kültürel yönden standartlarını da bir bütün olarak değerlendirecektir.

Haberin Devamı

Uygulamada, bu hususların tespiti bakımından pedagog, psikolog ve sosyal hizmet uzmanları görevlendirilmektedir. Görevlendirilen uzmanlar, taraflar ve müşterek çocuk ile görüşerek bir rapor hazırlamaktadır. Ancak hazırlanan bu rapor, hakim bakımından bağlayıcı olmayıp; sadece yol gösterici niteliktedir.

4. Velayet Belirlenirken Çocuğun Görüşü Alınır mı?

Uluslararası sözleşme hükümleri ve Yargıtay güncel içtihatlarında kendisini ilgilendiren davalarda çocuğa, görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesi ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiği bildirilmiştir. Bu sebeple boşanma, ayrılık ve velayet davasında hakim, özellikle 8 yaşının üzerindeki çocukları mahkeme huzurunda bizzat dinlemekte ve çocukların görüşlerine önem vermektedir. Çocuğun görüşü alınırken tarafların aralarındaki uyuşmazlıklardan ziyada, velayet hakkının kime verilmesini istediği, hangi okula gittiği, kimin yanında kalmak istediği gibi sorular sorulmaktadır. Çocuğun, hakim karşısındaki beyanları ve istekleri, yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde belirleyici olmaktadır.

Haberin Devamı

5. Hangi Durumlarda Velayetin Değiştirilmesi Davası Açılabilir?

Velayet hakkı sahibinin, çocuk üzerinde hakları olduğu kadar sorumlulukları da bulunmaktadır. Bu kapsamda velayet, kendisine bırakılmayan taraf, velayete dair sorumluluklara uygun hareket edilmediğini, velayetin kötüye kullanıldığını veya velayet hakkı sahibinin görevlerini savsakladığını iddia ederek velayetin değiştirilmesi davası açabilir.

Örneğin velayet hakkı sahibinin çocuğa sürekli şiddet uygulaması, eğitim hakkını elinden alması, sağlığına ciddi zarar vermesi, ahlak dışı bir yaşama sevk etmesi, başıboş bırakması, kişisel ilişkiyi engellemesi gibi durumlarda velayetin değiştirilmesi davası açılması mümkündür.

Ayrıca MK 183 gereğince anne veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, kendiliğinden veya istem üzerine gerekli önlemleri alır.

Velayete ilişkin davalarda görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Bu davalarda yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yeri ve çocuğun oturduğu yer mahkemesidir. Ancak velayet davalarında yetki kesin değildir. Bu sebeple davanın yetkisiz mahkemede açılması sonrasında, davalı tarafça ilk itirazda bulunulması gerekmektedir. Aksi durumda yetkisiz mahkemede dava açılmışsa dahi o mahkeme yetkili olacaktır.

Mutlu Günler

Av. Yaşar ÖKSÜZ