Boşanma davası açılması durumunda, eşler arasındaki mal rejimi sona erer. Bu kapsamda boşanma davasının açılmasından hemen sonra mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilir. Ancak mal rejiminin tasfiye edilebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi şarttır.
Eşlerin paylaşacağı mallar arasında, menkul veya gayrimenkul mallar olabilir. Eşlerin sahip olabileceği menkul mallardan biri de şirket hissesidir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden birinin şirket hissesi olduğu durumlarda tasfiye, özel bir sıralama ile yapılır. Bu sıralama Yargıtay içtihatlarıyla zaman içerisinde oluşmuştur. Bu kapsamda şirket hissesinde tasfiye şu şekilde yapılır:
1. Şirket Hissesi Kişisel Mal Olduğu Durumda Tasfiye:
Tasfiyeye tabi tutulması talep edilen şirket hissesi, kişisel mal ise bu şirket hissesi kural olarak tasfiye hesabında dikkate alınmaz. Ancak Medeni Kanun'un 219. maddesinde kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mal olduğu kabul edilmiştir. Bu sebeple kişisel mal niteliğindeki şirket hissesinden elde edilen gelirler varsa, bu malvarlığı değerleri edinilmiş mal olarak değerlendirilir ve tasfiyeye tabi olur. Şirketin, evlilik birliği içerisinde elde ettiği gelirler, ortaklara dağıtılmamışsa ve şirketin sermayesine eklenmişse, tasfiyede dikkate alınır. Nitekim şirketin geliri edinilmiş maldır ve diğer eş, şirketin büyümesinde edinilmiş malın kullanılmasını sağladığı için tasfiyede alacaklıdır. Ancak şirketin gelirleri düzenli olarak dağıtılıyorsa (temettü) ve bu gelirler evlilik birliği içerisinde tüketilmişse tasfiye hesabında dikkate alınamayacaktır.
2. Şirket Hissesi Edinilmiş Mal Olduğu Durumda Tasfiye:
Şirket hissesinin, evlilik birliği içerisinde elde edilen kazanımlarla iktisap edildiği durumlarda tasfiye ise oldukça kolaydır. Nitekim bu durumlarda şirket, niteliği itibariyle edinilmiş maldır ve diğer eşin bu şirketteki hakları, artık değerin yarısıdır.
Şirket hissesinin tasfiyesi bakımından şirketin tüm verilerine bakılarak piyasa değeri tespit edilir. Belirlenecek piyasa değerine göre diğer eşin katılma alacağı hesaplanır. Bu kapsamda şirket hissesinin tasfiyesi bakımında:
- Mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar şirketin kar edip etmediği,
- Kar etmişse kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediği,
- Ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediği,
- Kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığı,
- Kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda bu miktarların “mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer” belirlendikten sonra hesaplama yapılır.
Şirket hissesinin tasfiyesine ilişkin bir değerlendirmede bulunan Yargıtay, güncel tarihli bir kararında şu tespitlere yer vermiştir:
“Dava konusu .... ....San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Kayalar Oto. Nakl. Müteahhitlik Tic. Ltd. şirketlerine evlenmeden önce davalı eş ortak olduğundan davalının kişisel malıdır. Kişisel mal niteliğindeki şirket üzerinde davacı eşin mal rejiminin tasfiyesi sonucu oluşacak alacak hakkı bulunmamaktadır. Ne var ki; aksi kararlaştırılmadığından şirket geliri edinilmiş mal olduğundan, mevcut ise tasfiye davasının konusu olabilir.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle yukarıda açıklanan yasal düzenleme, ilke ve esaslar çerçevesinde, 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği 27.08.2013 tarihine kadar, dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp belirlenmesidir. Kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek mal rejiminin tasfiyesinde göz önünde bulundurulmalıdır. Ödenmiş kar payının mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olmaması durumunda ise; iddia ve savunma doğrultusunda toplanan tüm deliller, ailenin ekonomik ve sosyal statüsü, yaşam standardı ve hayatın olağan akışına göre aile harcamasında kullanıldığı kabul edilen makul miktar belirlenip çıkarıldıktan sonra, kalan miktarın mal rejiminin tasfiyesinde gözetilmesi gerekir.
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse mali müşavir, bankacı ve hesap bilirkişi veya bilirkişilerinden de yardım alınmalıdır.
Yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ve Dairemiz'in uygulamalarına göre, mal rejiminin sona erdiği 27.08.2013 tarihine kadar, dava konusu şirketlerin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının; kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.”(Yargıtay8. Hukuk Dairesi 2016/20438 E., 2019/1069 K. 06.02.2019)
Görüleceği üzere şirket hissesinin tasfiyesi, tam olarak yukarıda ifade ettiğimiz kriterler doğrultusunda yapılmaktadır.
Sağlıklı Günler
Avukat Yaşar ÖKSÜZ
www.yasaroksuz.av.tr