Evlilik birliğinin devamı sırasında eşlerden birinin ölümü halinde, sağ kalan eşin hem miras hukukundan hem de aile hukukundan doğan hakları ortaya çıkar. Nitekim sağ kalan eş, ölen eşin terekesinde yasal mirasçısı olması yanında; mal rejiminin tasfiyesinden doğan haklara da sahiptir. Mirasın tasfiyesinden kaynaklanan haklar ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklar, nitelikleri itibariyle birbirinden farklıdır. Nitekim;
1. Mirasın Tasfiyesi Bakımından:
Miras bırakanın, ölümü sonrasında mirasçılarına bıraktığı aktif ve pasif mal varlığı değerlerine tereke denilmektedir. Sağ kalan eşin, terekedeki hakları, birlikte bulunduğu zümreye göre değişiklik gösterir. Nitekim Medeni Kanunun 499. maddesi gereğince sağ kalan eş, miras bırakan eşe şu oranlarda mirasçı olur:
- Miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
- Miras bırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
- Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü,
- Bunlar da yoksa mirasın tamamı
Sağ kalan eşin, miras hukukundan kaynaklanan hakları sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girer.
2. Mal Rejiminin Tasfiyesi Bakımından:
Eşlerden birinin ölümü halinde, eşler arasındaki mal rejimi de sona erer. Bu kapsamda sağ kalan eş, edinilmiş malların tasfiyesinden kaynaklanan tüm alacaklarını terekeden talep edebilir. Sağ kalan eşin mal rejiminden kaynaklanan alacak miktarı, bağlı olacağı zümreye göre de değişmez.
Sağ kalan eşin, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacaklarında görevli mahkeme aile mahkemesi; aile mahkemesinin bulunmadığı yerde ise aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesidir.
Görüleceği üzere sağ kalan eş, hem mal rejiminin tasfiyesi hem de mirasın taksimi bakımından hak sahibidir. Üstelik sağ kalan eşin, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakları, mirasın tasfiyesinden kaynaklanan haklarından önceliklidir. Bu sebeple sağ kalan eşin, öncelikli olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakları terekeden ödenmelidir. Kalan mal varlığı değeri üzerinde ise miras taksim edilmelidir. Hem mal rejiminin tasfiyesi hem de mirasın tasfiyesi için yasal yollara başvurulması durumunda ise mirasın tasfiyesine ilişkin davanın, bekletici mesele yapılması gerekir.
Sağlıklı Günler
Avukat Yaşar ÖKSÜZ
www.yasaroksuz.av.tr