Günümüzde kurulan evliliklerin büyük çoğunluğunda edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. Bu durum Medeni Kanunumuzda 01.01.2002 tarihinde yapılan değişikliğin bir sonucudur. Bu kanun değişikliğine çerçevesinde eşler, aksine bir düzenleme yapmadıkları takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi ise “edinilmiş mallar” ile “eşlerden her birinin kişisel mallarını” kapsamaktadır. Bu yönü ile kişisel malların neler olduğunu tespit etmek büyük öneme sahiptir. Kişisel mallar ise kanundan doğan kişisel mallar ve sözleşmeden doğan kişisel mallar olarak ikiye ayrılmaktadır.
A. Kanundan Doğan Kişisel Mallar:
1. Eşlerden Birinin Yalnız Kişisel Kullanımına Yarayan Eşya, Kişisel Maldır.
Eşlerden birisinin kişisel kullanıma özgülenen her türlü eşya, kişisel maldır. Söz gelimi günlük hayatta sürekli olarak kullanılan cep telefonu, bilgisayar, kıyafet, saat, mücevher gibi eşyalar, kişisel maldır. Yine Yargıtay içtihatları doğrultusunda, düğünde takına ziynet eşyaları kadının kişisel kullanımına yarayan eşya niteliğinde olup; kişisel mal niteliğindedir. Bu eşyalar, sahibi olan eşin kişisel kullanımına bırakıldığı için diğer eşin bu eşyalar üzerinde hak talep edebilmesi mümkün değildir.
2. Mal Rejiminin Başlangıcında Eşlerden Birine Ait Malvarlığı Değerleri, Kişisel Maldır.
Burada sağlıklı değerlendirme yapabilmek için mal rejiminin başlangıcını tespit etmek gerekir. Bu kapsamda 01.01.2002 tarihinden sonra kurulan evliliklerde mal rejiminin başladığı tarih, evlilik tarihidir. 01.01.2002 tarihinden önce kurulan evliliklerde ise mal rejiminin başlangıcı 01.01.2002 tarihi olarak belirlenmiştir. Bu sebeple bu evliliklerde, 01.01.2002 tarihinden önce edinilen mal, o eşin kişisel malıdır.
Ancak evlilik birliğinin kurulmasından önce edinilen bir malvarlığının, kredi borçlarının evlilik birliği içerisinde karşılanması ihtimal dahilindedir. Bu durumda evlilik birliği içerisinde ödenen kredi borçlarında diğer eşin edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan hakları olacaktır.
3. Bir Eşin Sonradan Miras Yoluyla Elde Ettiği Malvarlığı Değerleri, Kişisel Maldır.
Miras yoluyla elde edilen malvarlığı değerleri, kimden miras kalmış olursa olsun kanuni olarak kişisel mal niteliğindedir. Bu sebeple miras olarak kalan bu mallarda diğer eşin, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan bir alacak talep edebilmesi mümkün değildir.
4. Karşılıksız Kazanma Yoluyla Elde Edilen Malvarlığı Değerleri, Kişisel Maldır.
Eşlerden birinin bedensel, finansal veya zihinsel hiçbir çabası olmamasına rağmen tümüyle karşılıksız olarak elde ettiği eşyalar kişisel maldır. Uygulamada bu tür durumlar üst soydan yapılan karşılıksız kazandırmalar şeklinde kendisini göstermektedir. Bu kapsamda evlilik birliği içerisinde eşlerden birisinin üst soydan alacağı her türlü kazanım, kural olarak kişisel mal niteliğindedir.
Burada en kritik soru, üstsoydan evlilik birliği içerisinde bağışlama olarak intikal eden ancak tapu müdürlüğünde belirli harçlardan kaçınmak amacıyla “satış” olarak gösterilen işlemler bakımından sorulmaktadır. Yargıtay içtihatlarına göre üst soydan gelen taşınmazlarda tapu işlemi satış gösterilse dahi mal bağış olarak değerlendirilmektedir. Zira anne-babanın çocuğuna yaptığı devir işlemi hayatın olağan akışı içerisinde bağışlama niteliği taşımaktadır. Bu durum gizli (örtülü) bağış olarak isimlendirilmektedir. Burada yapılan işlem aslında satış değil; bağış olduğu için karşılıksız kazanma ile elde edilen bu malvarlığı, kişisel mal niteliğindedir.
5. Manevi Tazminat Alacakları, Kişisel Maldır.
Evlilik birliği içerisinde eşlerden birisi kişilik haklarına saldırıda bulunulması sonrasında manevi tazminat alacağına hak kazanmış olabilir. Elde edilen bu manevi tazminatın kişisel mal olduğu kanunda açıkça belirlenmiştir.
6. Kişisel Mallar Yerine Geçen Değerler, Kişisel Maldır.
Eşlerden birisi yukarıda ifade ettiğimiz şekilde kişisel mal olduğu sabit olan malvarlığı değerlerini satmak veya takas etmek isteyebilir. Bu durumda satış sonrasında elde edilecek bedel ya da takas sonrasında yeni iktisap edilen mal varlığı da kişisel mal olacaktır.
B. Sözleşmeden Doğan Kişisel Mallar:
Yukarıda ifade ettiğimiz şekilde kişisel malların nelere olabileceği kanunda net olarak sayılmıştır. Ancak MK 221 gereğince eşlerin, 2 konu ile sınırlı olmak üzere, hangi eşyaların kişisel mal olduğuna dair kendi aralarında anlaşma yapabilmesi mümkündür. Buna göre;
1. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.
2. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
Mutlu Günler
Avukat Yaşar ÖKSÜZ
avyasaroksuz@gmail.com