Evlilik birliği içerisinde dünyaya gelen çocuğun ismi, anne ve babası tarafından birlikte belirlenir. Ancak çocuğun isminin belirlenmesinde ihtilaf yaşanırsa eşler, hakimin müdahalesini talep edebilirler.
Evlilik birliği içerisinde dünyaya gelen çocuğun velayetini, anne ve baba birlikte kullanmaktadır. Bu kapsamda anne ve babanın, müşterek çocuğun isminin değiştirilmesinde de birlikte hareket etmesi gerekir. Eşlerden biri, müşterek çocuğun isminin değiştirilmesini istemeyebilir. Bu tür durumlarda eşler, birlikte ya da ayrı ayrı hakimin müdahalesini talep edebilir.
Müşterek çocuğun velayeti eşlerden birine verildiği durumlarda ise velayet sahibi, çocuğun bakımı, eğitimi, gelişimi gibi konularda tek başına söz sahibi olmaktadır. Bu kapsamda velayet hakkı kendisine bırakılan taraf, hakimin müdahalesi davası açmadan, isim değişikliği davasını tek başına açabilir.
İsim değişikliğine ilişkin davalar, esas itibarıyla “nüfus kaydının düzeltilmesi” niteliğindedir. Bu kapsamda velayet hakkı sahibinin, çocuğun isminin değiştirilmesinde haklı neden olduğunu ve bu durumun üstün menfaatine uygun düştüğünü ispat etmesi şarttır.
Ayrıca velayet sahibi olan taraf, müşterek çocuğun isminin değiştirilmesi davasını açarken diğer ebeveyni, taraf olarak davada göstermek zorundadır. Bu yönde taraf teşkili sağlandıktan sonra ve haklı nedenlerin varlığı halinde velayet hakkı sahibinin, çocuğun isminin değiştirilmesi mümkündür.
Velayet hakkı sahibinin, çocuğun isminin değiştirmesi davası açabilmesi için gerekli şartları değerlendirdiği bir içtihatta şu tespitlere yer verilmiştir:
“Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 Sayılı Soyadı Kanunu’na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine dair dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla “nüfus kaydının düzeltilmesi” niteliğindedir.
TMK’nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba …’ın da hukukunu ilgilendireceğinden adı geçenin davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip deliller toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi yerine, taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2017/7323 K: 2017/7300 K.T.: 18.05.2017)
Görüleceği üzere velayet hakkı sahibi, diğer ebeveyni taraf olarak göstererek ve haklı nedenin varlığını ispat ederek müşterek çocuğun ismini değiştirilmesini dava edebilir.
Sağlıklı Günler
Avukat Yaşar ÖKSÜZ
avyasaroksuz@gmail.com