Boşanma davalarında ses ve video kaydının delil olarak kullanılıp kullanılamadığı en çok merak edilen konuların başında gelmektedir. Kural olarak boşanma davalarında ses ve video kaydının delil olarak kullanılabilmesi mümkündür. Ancak bu konuda bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Buna göre;
1. Hukuka Uygun Olarak Elde Edilen Ses Ve Video Kaydı:
Bir iddiada bulunan taraf iddiasını ispat etmek için usule ve yasaya uygun her türlü delile başvurabilir. Bu sebeple hukuki sınırlar içerisinde elde edilen ses ve video kaydı, boşanma davaları da dâhil tüm davalarda delil olarak kullanılabilir.
Ancak Yargıtay yapmış olduğu değerlendirmelerde yalnızca bir adet ses ve video kaydı ile vakıaların ispat edilemeyeceğini değerlendirmiştir. Buna göre sunulan ses ve video kaydının tanık, mesajlaşma kayıtları gibi başkaca deliller ile de desteklenmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
2. Hukuka Aykırı Elde Edilen Ses Ve Video Kaydı:
HMK 189/2. maddesinde açıkça “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.” denilmiştir. Bu kapsamda;
a. Kural Olarak: Boşanma davalarında karşı tarafın bilgisi ve rızası olmaksızın elde edilen ses ve video kaydının kullanılması mümkün değildir. Buna göre müşterek konut içerisine bir dinleme cihazı yerleştirilerek alınan kayıtların delil vasfı olmayacaktır. Yine benzer şekilde taraflardan birinin diğerinin rızası olmaksızın telefon konuşması esnasında aldığı ses ve video kaydı delil olarak kullanılamayacaktır.
Burada önemli olan ses ve video kaydı alınırken karşı tarafın bilgisi ve rızasının olup olmadığıdır. Karşı taraf, ses ve video kaydı alındığını biliyorsa ve rıza gösteriyorusa bu durumda ses kaydı delil olarak kullanılabilir. Ancak bilgi verilmeden ve rıza alınmadan elde edilen ses ve video kaydının delil olarak kullanılması mümkün değildir.
b. İstisnai Olarak: Yargıtay uygulamalarında ise diğer eşin bilgisi ve rızası alınmadan elde edilen ses ve video kayıtlarının bazı durumlarda kullanılabileceği kabul edilmiştir. Buna göre karşı tarafın bilgisi ve rızası dışında alınan ses kaydının delil olarak kullanılabilmesi için şu şartlardan en az birisinin gerçekleşmesi gerekir;
* Kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumun bulunması,
* Kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacının olması.
Yukarıda belirttiğimiz iki durumdan birisinin varlığı halinde elde edilen ses ve video kaydı, karşı tarafın bilgisi ve rızası dışında elde edilmiş olsa dahi boşanma davasında delil olarak kullanılabilir.
3. Hukuka Aykırı Olarak “Yaratılan” Ses ve Video Kaydı:
Ses ve video kaydının, birbirine eklenmesi, değiştirilmesi, bazı bölümleri çıkartılması veya içeriklerinin farklılaştırılması gibi durumlar hukuka aykırı delil yaratılmasıdır. Delilin hukuka aykırı "elde edilmesi" ile "yaratılması" birbirinden farklıdır. Delilin hukuka aykırı olarak yaratılması durumunda boşanma davasında kullanılması mümkün değildir.
Benzer şekilde eşinin gerçekleştirdiği fiilleri anlatması için yönlendirici sorular sorarak veya tahrik ederek elde edilen ses ve video kaydının boşanma davasında kullanılması mümkün değildir. Zira bu konuşmalar, hayatın olağan akışı içerisinde değil; ses kaydı alan tarafın yönlendirmesi veya tahrikleri sonrasında oluşturulmuş, yapay delillerdir.
4. Müşterek Konut İçerisine Diğer Eşin Rızası Olmaksızın Kayıt Cihazı Yerleştirilmesi Boşanma Sebebidir.
Yargıtay yapmış olduğu değerlendirmelerde, müşterek konut içerisine ses ve video kaydı için cihaz yerleştirmenin hukuka aykırı olmasının da ötesine geçerek bunun bir boşanma sebebi olduğunu değerlendirmiştir. Yapılan değerlendirmeye göre müşterek konuta eşin rızası olmaksızın ses ve video kaydı alınması, güven sarsıcı bir davranıştır. Bu emsal nitelikteki karar doğrultusunda eşinin bilgisi ve rızası olmadan elde edilen kayıtlar hem boşanma davasında kullanılamayacak ve hem de sesi kayda alınan eş için boşanma nedeni yaratacaktır.
5. “Önceden Hazırlıklı ve Planlı Şekilde” Ses ve Video Kaydı Alınması, Suçtur.
Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller TCK bakımından da suç unsuru oluşturmaktadır. Buna göre “önceden hazırlıklı ve planlı şekilde” ortam dinlemesi yapılması TCK kapsamında suç sayılmaktadır.Ancak yukarıda belirttiğimiz istisna bu durum dışındadır. Bu sebeple kişinin ani gelişen bir durum karşısında bir vakıanın ispatını sağlayabilmek amacıyla plansız, önceden kurduğu bir düzenek olmaksızın aldığı ses ve video kaydı alması suç olarak değerlendirilmemektedir.
Mutlu Günler
Av. Yaşar ÖKSÜZ