Evlilik birliğinin kurulmasından sonra bir yıl evli kalan eşler, boşanmanın hukuki ve mali sonuçlarında mutabakata vararak ve beyanlarını mahkeme huzurunda bizzat bildirerek anlaşmalı olarak boşanabilirler.
Anlaşmalı boşanmada, evliliğin devam edemeyeceği farazi olarak kabul edilir ve tarafların boşanmaya neden olan olayları ispatlaması gerekmez. Bu sebeple anlaşmalı boşanmada eşlerden hangisinin kusurlu olduğu konusunda, hiçbir araştırma ya da değerlendirme yapılmaz. Bu durumun doğal sonucu olarak anlaşmalı boşanmada eşlerin, aralarındaki ihtilafları nihai olarak çözdükleri kabul edilir. Bu sebeple anlaşmalı boşanmadan sonra eşlerin birbirlerinden tazminat talep edebilmeleri kural olarak mümkün değildir.
Ancak eşler, anlaşmalı boşanma yaparken tazminata dair haklarını saklı tuttuklarını açıkça beyan eder ve bu durum mahkeme tarafından da uygun bulunursa, boşanma sonrasında tazminat davası açılabilmesi mümkündür.
Anlaşmalı boşanmadan sonra tazminat davası açılıp açılmayacağına ilişkin değerlendirmede bulunan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan yakın tarihli bir değerlendirmede şu tespitlere yer verilmiştir;
“Somut olayda davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin TMK'nın 178. maddesi uyarınca talep edildiği, kesinleşen boşanma kararında ise kusura ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı gibi tarafların mahkeme huzurunda boşanma ve boşanmanın mali sonuçları hakkında uzlaştıkları, bu husustaki imzalı beyanlarının tutanağa geçirildiği, böylelikle mahkemece TMK'nın 166/3. maddesine dayalı olarak boşanma kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenemez.
Diğer yandan yukarıda değinildiği üzere anlaşmalı boşanma davalarında eşler boşanma ve boşanmanın ferileri konusunda anlaşmış oldukları gibi, birbirlerine herhangi bir kusur izafesinde bulunmadıklarından başka bir ifadeyle bu davalarda yeniden kusur araştırması yapılması mümkün olmadığından mahkemenin eldeki davada topladığı delillere göre belirlediği davalının kusurlu davranışlarının hükme esas alınması ve davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” (2017/2-3067 E., 2019/512 K., 2.5.2019 T.)
Görüleceği üzere anlaşmalı boşanmada eşler, tazminat talebinde bulunma haklarını saklı tutmadıkları sürece, aralarındaki ihtilafları nihai olarak çözdükleri kabul edilir ve boşanma kararı sonrasında evlilik birliğindeki fiillerden ötürü tazminata dair talepte bulunabilmeleri mümkün değildir.
Sağlıklı Günler
Avukat Yaşar ÖKSÜZ
avyasaroksuz@gmail.com
05455443550