Aile Konut Şerhi

1. Aile Konut Şerhi Nedir?

Aile konutu olarak özgülenen meskende oturan ve fakat bu konutun maliki olmayan eş, kanundan kaynaklanan haklarının muhafazası için tapu müdürlüğüne başvurarak “şerh” konulmasını isteyebilir. Tapu müdürlüğü, talebi aldıktan ve şartları oluştuğunu tespit ettikten sonra aile konutu üzerine tapuda “aile konut şerhi” tescil edecektir.

Aile konut şerhi, malik olmayan eşin rızası olmadan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkilerinin sınırlanmasını sağlamaktadır. Aile konutu şerhi, kurucu değil; açıklayıcı niteliktedir. Zira burada malik olmayan eşin, aile konutuna dair hakları MK 194 gereğince kanundan kaynaklanmaktadır. Aile konut şerhi konulması, bu hakların üçüncü kişilere açıklanmasını sağlamaktadır.

Haberin Devamı

2. Aile Konut Şerhi Nasıl Konulur?

Malik olmayan eş; güncel nüfus kayıt örneği, aile konutunda eşlerin yaşamlarını birlikte sürdürdüklerini gösteren muhtarlık evrakı ve nüfus cüzdanı ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müracaat ederek aile konut şerhi konulmasını isteyebilir. Belirtmiş olduğumuz evrakların tamamlanması sonrasında yapılacak başvuru neticesinde, koşulların oluştuğu tespit edilirse aynı gün aile konut şerhi konulmaktadır. Tapuya işlenen aile konut şerhi, malik olan eşe bildirilmektedir.

3. Paylı Mülkiyete Aile Konut Şerhi Konulur Mu?

Eşlerin paylı mülkiyetinde olan taşınmaz üzerinde de aile konutu şerhi konulabilmesi mümkündür. Ancak paylı mülkiyette, ortaklığın giderilmesi davası açılması da ihtimal dahilindedir. Bu tür durumlarda Yargıtay, aile konutu şerhi konulan taşınmazın artık ortak bir amaca özgülendiğini, bu sebeple aile konut şerhinin terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesini talep etmenin mümkün olamayacağına karar vermiştir. Bu sebeple paylı mülkiyet konusu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunması halinde, ortaklığın giderilmesini talep etmek mümkün olamayacaktır.

4. Aile Konutu Şerhi Konulmadan Yapılan İşlemler Geçerli Midir?

Malik olmayan eşin başvurusu sonrasında “aile konut şerhi” konulduğunda malik eş, tapuda artık hiçbir tasarruf işleminde bulunamayacaktır. Ancak uygulamada malik eşin, henüz aile konut şerhi konulmadan aile konutunu satması-devretmesi gibi durumlar da yaşanmaktadır. Bu durumlarda malik olan eşin, diğer eşin rızasını almadan yapacağı tasarruf işlemleri tümüyle geçersizdir. Yapılan bu devir ile üçüncü kişi adına taşınmazın tescili, yolsuz tescil olarak nitelendirilmektedir.

Haberin Devamı

Aile konutu üzerinde malik olmayan eşin rızası dışında yapılan işlemlerdeüçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Yargıtay güncel içtihatlarında, aile konutu üzerinde işlem yapan üçüncü kişi, iyi niyetli olsa dahi yapılan işlemin geçersiz olduğuna karar vermiştir. Bu tür durumlarda şerhin konulmuş olmasının da bir önemi bulunmamaktadır.

5. Aile Konutu Üzerinde Yapılan Geçersiz İşlemlere Karşı Ne Yapılması Gerekir?

Aile konutu üzerinde diğer eşin rızası alınmadan yapılan geçersiz işleme karşı rızası alınmayan eş, yapılan işlemin iptali için dava açabilir. Bu kapsamda MK 194 gereğieşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça;
- Aile Konutu İle İlgili Kira Sözleşmesini Feshederse, kira sözleşmesinin feshinin geçersizliğine dair bir tespit davası açılabilir.

Haberin Devamı

- Aile Konutunu Devrederse,üçüncü kişi adına tescil edilmiş tapunun iptali ile malik olan eş adına tescili için tapu iptali ve tescil davası açılabilir. MK 194 kapsamında açılacak tapu iptali ve tescil davasında hem devri gerçekleştirilen malik eşin, hem de taşınmazı devralan kişinin davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bu davalarda görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Bu davalar, gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu için taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri kesin yetkilidir.

- Aile Konutu Üzerindeki Hakları Sınırlarsa,(ipotek gibi) yapılan bu sınırlandırmanın iptali davası açılabilir.

MK 194 gereğince açılacak davalarda zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Bu davalar bakımından isteğin evlilik birliği devam ettiği sürece ileri sürülmesi mümkündür. Ancak açılan bu davalar esnasında taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi durumunda,davaya konu taşınmaz aile konutu olmaktan artık çıkacaktır. Bu tür durumlarda ise açılan davalar konusuz kalacak ve konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekecektir.

Mutlu Günler

Av. Yaşar ÖKSÜZ

avyasaroksuz@gmail.com